Uçak Bileti

Amsterdam… Avrupa’nın en canlı, en renkli, en özgür ruhlu şehirlerinden biri! Tarihin modernlikle buluştuğu bu eşsiz şehirde gezecek çok yer, yapacak çok şey var. “Amsterdam gezilecek yerler” denildiğinde aklınıza gelen her şey burada: Van Gogh’un fırçasından dökülen renklerin izini sürebileceğiniz müzeler, masalsı köprülerle bezeli su yolları, tarihi dokusunu koruyan muhteşem yapılar ve her köşede karşınıza çıkabilecek sürprizlerle dolu bir şehir. Güneşli günlerde parklarında kaybolmak, serin akşamlarda kanallar boyunca yürüyüşe çıkmak ya da gece hayatının kalbindeki ritmi hissetmek… Amsterdam, keşfetmeye doyamayacağınız bir masal diyarı!

Amsterdam Gezilecek Yerler Listesi

  1. Dam Meydanı
  2. Rijksmuseum Amsterdam
  3. Anne Frank’ın Evi
  4. Van Gogh Müzesi
  5. Vondelpark
  6. Red Light District
  7. Westerkerk
  8. Rembrandt House Museum
  9. Amsterdam Kraliyet Sarayı
  10. Yahudi Tarihi Müzesi
  11. Begijnhof
  12. Eski Kilise
  13. Yeni Kilise
  14. Port Of Amsterdam
  15. Heineken Experience
  16. Albert Cuyp Market
  17. Hermitage Amsterdam
  18. Amsterdam Tarih Müzesi
  19. Flower Market
  20. Stedelijk Müzesi
  21. Moco Museum
  22. The Amsterdam Dungeon
  23. Marihuana Müzesi
  24. Our Lord in the Attic Museum (Former Hidden Catholic Church)
  25. Madame Tussauds Amsterdam
  26. Keukenhof
  27. Zaanse Schans
Amsterdam Gezilecek Yerler

Amsterdam, Hollanda Krallığı’nın başkenti ve Avrupa’nın en popüler turistik şehirlerinden biri. Üniversiteleri, akademileri, araştırma enstitüleri, 40’tan fazla müzesi, sayısız tiyatrosu ve eğlence mekanlarıyla Amsterdam, ülkenin önde gelen kültürel merkezi olarak öne çıkıyor. Ayrıca şehir, eş-merkezli bölümlerden oluşturularak yelpaze şeklinde serpiştirilmiş, sıkı ve kumlu bir zemine yer yer 18 metre derinliğe kadar dikilen direkler üstüne inşa edilen tarihi evleriyle de meşhur.

Şehirde 18. yüzyıldan kalma 6 bin 750 civarında bina, hem bu binaları birbirinden ayıran hem de sayısız yüzen evlere ev sahipliği yapan 160 kanal, toplamda 8 kilometre karelik bir yere sıkışmış durumda. Eşsiz güzellikteki birçok köprü şehrin 90 adasını birbirine bağlıyor. Bunlardan 8 tanesi eski, ahşap, baskül köprüler.

Mobil Uygulama

Görülmeye değer yerlerin en bilinenleri Central Station’a (Merkez İstasyonu’na) yürüme mesafesinde. Ayrıca şehir merkezi küçük ve sokakları dar. Bu da yürüyerek gezmeyi harika bir seçenek yapıyor. Kitapçıların birçoğunda satılan şehir haritalarından almak çok faydalı olacak. Yaya olarak akan trafiğe dikkat etmeniz, özellikle bisiklet trafiğine özen göstermeniz çok önemli.

Amsterdam, ismini Amstel Nehri’nden alıyor. Ülkenin en kalabalık şehri. Yüzlerce su kanalının böldüğü adalar üzerinde, adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Amsterdam’ın takdire şayan özgür bir duruşu var. Günümüzde dünyanın dört bir yanından farklı etnik köken ve inanca bağlı insanların yaşadığı şehir görülmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Amsterdam gezilecek yerler listesine birer birer tik atma hayaliniz varsa sizi böyle alalım. En ucuz Amsterdam uçak bileti için turna.com sayfasını ziyaret edin. Gelişmiş arama teknolojisi, güvenli ödeme, komisyonsuz alışveriş turna.com’da.

Amsterdam Gezilecek Yerler Dam meydanı

Şehrin ana meydanı olan Dam Meydanı, Amsterdam gezilecek yerler arasında turlarken tüm yolların buraya çıktığı ve önemli aktivitelerin düzenlendiği şehrin en bilinen yeri. Amsterdam’ın tarihi bölgesinin merkezindeki meydanın çevresi görkemli mimari eserlerle çevrili. Amsterdam Kraliyet Sarayı, Nieuwe Kerk (Yeni Kilise) ve Madame Tussaud’s Müzesi bunlardan bazıları. Karnaval, şehir etkinliği ve festivallerinin de merkezi olan Dam Meydanı’ndaki Ulusal Anıt, 1956’de II. Dünya Savaşında hayatını kaybedenler adına dikilmiş. Konum burada.

Amsterdam Gezilecek Yerler rijksmuseum

Amsterdam’ın en popüler turistik yerlerinden biri olan, ülkenin engin ve ender sanat eserlerini ve antikalarını bünyesinde bulundurarak en önemli sanat deposu olan Rijksmuseum 1809’da açılmış. Müzenin etkileyici koleksiyonunda yaklaşık 7 milyon sanat eseri bulunuyor. Bunların arasında 5 binden fazla önemli resim bu devasa binanın 250 odasına serpilmiş.

Resimlerinin yanı sıra Rijksmuseum, 35 bin kitap ve el yazması içeren iyi donatılmış kütüphanesiyle oluğu kadar, Hollanda sanatı ile kültürünün gelişimini gösteren sayısız sergi eserleriyle de övünüyor. Bunların dışında müzede geleneksel el işleri, orta çağ heykelleri ve modern sanat koleksiyonları bulunuyor. Konum burada.

Anne Frank Müzesi
Amsterdam Gezilecek Yerler – Anne Frank Evi

Prinsengracht Üzerinde bulunan Anne Frank Müzesi dünyanın en ünlü Nazi soykırımı kurbanlarının fazla kısa sürmüş hayatlarına adanmış. Frankfurt’tan göçmüş Yahudiler olarak Anne Frank’in ailesi İkinci Dünya Savaşı’nın büyük bir kısmında bu evde saklanmış.

15 yaşındaki ölümünden sadece birkaç yıl sonrasında dünya çapında çok-satan bir kitaba dönüşen günlüğünü Anne Frank burada yazmış (Savaş bitmeden sadece 2 ay önce öldü). Evin büyük kısmı Anne’in yaşadığı dönemdeki gibi korunmuş ve ev, tarihin trajik bir dönemine ait dokunaklı bir anıt olarak hizmet veriyor. Amsterdam gezilecek yerler listenize mutlaka dahil etmeniz gereken bir durak. Konum burada.

Amsterdam Gezilecek Yerler van gogh müzesi

19’uncu yüzyılın çok az sanatçısı Van Gogh’un yaratıcılığını yakalayabildi. İster trajik hayatından, isterse kayda değer yeteneğinden etkilenerek olsun, her yıl bir buçuk milyon civarında ziyaretçi muhteşem Van Gogh Müzesi’ne geliyor.

Genel olarak dünyanın en önemli sanat galerisi olarak görülen (Ayrıca da Hollanda’da en çok ziyaret edilen ikinci müze olan) ve büyük övgülerle 1973 yılında açılan müze, dünyanın en büyük Van Gogh resimleri koleksiyonuna sahip. Van Gogh’a ait 200’den fazla resim, 500 kadar çizim ve 700 mektup müzenin koleksiyonunda bulunuyor. Konum burada.

Vondelpark

Amsterdam’da ücretsiz gezilecek yerler içinde elbette parklar var. İsmini, ünlü şair Joost van der Vondel’den alan Vondelpark muhteşem doğası büyüleyici güzelliğiyle aynı zamanda Amsterdam’ın en büyük, Avrupa’nın da en ünlü parkı. Vondelpark‘ta 100 tür ağaç, geniş bir yerel ve ithal bitki türü ve orkestra sahnesi, gül bahçesi, kuğu ve ördeklerin gezindiği göller ve küçük akarsular bulunuyor.

Marken ve Monnickendam’ın kuzeyinde yer alan parkta hediyelik dükkânlar, rıhtımında kafeler ve restoranlar bulunmakla birlikte tiyatrolara, gösterilere, bir film müzesine, yürüyüş yolları ve bisiklet parkurlarına ev sahipliği yapıyor.

1864’te bir grup hayırsever tarafından kurulan bu şirin park her yıl yaklaşık 10 milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. 46 hektarlık bir alan üzerine kurulu olan Vondelpark‘ta inek, koyun, sincap ve geniş bir parlak yeşil papağan kolonisi de yaşıyor. Konum burada.

Red Light District

Amsterdam’da gece hayatı denince akla gelen ilk yerlerden biri olan Red Light District, denetim altında tutulan vitrinli genelevlerin bulunduğu bir bölge. Çok sayıda seks shop, randevu evi, gay bar, sinema, tiyatro, çeşitli müzelerin bulunduğu, ancak eşinizle, dostunuzla gidebileceğiniz ilginç bir deneyim sunan bir bölge.

14. yüzyılda seks arayışı içerisinde şehre gelen denizcilerin talebiyle kurulan Red Light bölgesi, birbirini kesen dar sokaklarında gündüz kalabalık turist grupların bulunduğu, ilgi çekici birçok kafe, bar restoran ve güzel kanal evlerinin keşfedildiği, akşamları ise kırmızı neonlar altında eğlenmek isteyen misafirlerini ağırlıyor. Konum burada.

Amsterdam-Westerkerk

Eski Kraliçe Beatrix’in 1966’da evlendiği kilise olarak ün salmış Batı Kilisesi, şehrin en popüler kilisesi. İçerisinde ve dışındaki yapılarda Gotik özellikler taşıması nedeniyle sıra dışı olan bu Rönesans kilisesi 1630’da tamamlanmış.

Popüler olarak Uzun John (Long John / Langer Jan) olarak bilinen 85 metrelik kulesi, şehrin en uzun yapısı ve tepesinde 1489 yılında hastalığından Amsterdam’da iyileştikten sonra şehri koruması altına alan ve şehre hanedanlık armasında tacını taşıma hakkını veren Avusturya imparatoru Maximilian’ın tacının büyükçe bir kopyası bulunuyor.

Kilisenin öne çıkan diğer özellikleri arasında 1622’den beri çalışan kaliteli bir kilise orgu ve 1906’da Rembrandt anısına yerleştirilen ilginç bir mermer sütun bulunuyor. Bir zamanlar kilisenin dışında bulunan Rembrandt’ın mezarı daha sonra kilise içine taşınmış. Konum burada.

Rembrandt-Muzesi

Rembrandt, eşi Saskia ile beraber hayatının en mutlu ve başarılı yıllarını, şu anda Rembrandt Müze Evi olan, Jodenbreestraat üzerindeki evde geçirmiş. Burada, yani Yahudi Mahallesi’nde İncil temalı modellerini bulmuş ve kanallar arasında yaptığı gezintilerde gördüğü manzaraları resmetti. 17. Yüzyıl stili ile döşenmiş, sayısız gravür ve kişisel eşyalarının bulunduğu bu evde Rembrandt 20 yıl yaşamış. Müzede İngilizce rehber eşliğinde turlar mevcut.

Rembrandt Müze Evi’nden 2 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunan Güney Kilisesi’nde (Zuiderkerk / South Church) Rembrandt’ın üç çocuğu ve bir öğrencisinin mezarları bulunuyor. 1603 ve 1611 yılları arasında inşa edilen kilise, Amsterdam’da Reformasyon’dan sonra inşa edilen ilk Protestan kilisesi. Konum burada.

Amsterdam Gezilecek Yerler kraliyet sarayı
Amsterdam Gezilecek Yerler – Kraliyet Sarayı

Amsterdam gezilecek yerler listemize Kraliyet Sarayı ile devam ediyoruz. Eski Belediye Sarayı olan Kraliyet Sarayı, kralın şehre geldiğinde kullandığı rezidans olarak hizmet veriyor. 1648’de başlayan inşaatı, devasa yapının desteklenmesi için 13.659 sütunun batırılması işini de içeren muazzam bir görevmiş. Antik Roma dönemi mimarisine dayanan dış yapısı tamamen klasikken, içerisi muhteşem döşenmiş.

Bolca kabartmalar, süslemeler, mermer heykeller, frizler ve Rembrandt’ın öğrencileri olan Ferdinand Bol ile Govert Flinck tarafından yapılan tavan resimleri ile dekore edilmiş. Saray’ın diğer ilgi çekici mekânlarından biri, dünyanın en iyi mobilya koleksiyonlarından birine sahip olan, mermer şöminesi ve Cornelius Holsteyn tarafından yapılan tavan resimleri ile Hazine Odası; bir diğeri ise yine Bol ve Flinck’in resimlerine sahip olan Alderman Salonu. Saray’ın en büyük ve en önemli odası olan Konsey Odası şatafatlı dekorasyonuyla Avrupa’nın devlete ait salonlarından en güzeli. Konum burada.

Yahudi Tarihi Müzesi

Yahudi tarihi müzesi toplam 4 sinagogdan oluşuyor ve bunlardan bir tanesi 1670’de yapılan Grote Sinagogu. Gümüş Tevrat kılıfları, Tevrat örtüleri, işlemeli Tevrat başlıkları ve askılarının yanı sıra, özellikle ilgi çeken, beyaz mermerden, Kutsal Tapınak (Holy Shrine) gibi ayin kubbeleri ile geniş dini eserler koleksiyonu ön plana çıkıyor.

Müze ayrıca geniş bir kütüphaneye de sahip. Bunun yanında Üst Sinagog’ da (Upper Synagogue / Obbene Sjoel) bir Kosher restoranı bulunuyor. Müzenin dışında 1941’de Yahudi vatandaşlarının sürgününe karşı grev yapan işçilerin anısına dikilmiş Liman İşçisi Anıtı (Docker Monument) yer alıyor.

Ayrıca türünün en eski örneği olan Ets Heim Kütüphanesi’ne sahip, 17. yüzyıl geç dönemine ait olan Portekiz Sinagogu ilgi çekici diğer bir tapınak. Bu etkileyici tarihe daha derinden bakmak isterseniz, tarihi Yahudi Mahallesi’ni de içine alan, müzeye özel İngilizce tura da katılabilirsiniz. Konum burada.

Begijnhof

Begijnhof birçok turistin eğlenceden eğlenceye koşarken kolayca fark edemedikleri, şehir merkezinin nadir huzurlu mekânlarından biri. Yazık ki Amsterdam’ın bu eski ve çarpıcı köşesi gezilmek için pek tercih edilmiyor. Eski evlerin birçoğu kullanılıyor olsa da onları sarmalayan küçük ara sokaklar ve yollar halka açık. Bu yüzden keşfetmekten çekinmeyin.

Spui Meydanı’na yakın, Singel kanalının iç taraflarında iki gizli girişi bulunan Begijnhof, Amsterdam gezisinde yer alması gereken önemli bir avlu. 1346’da rahibe olarak yaşayan Katolik kardeşler birliği Begijnen için ibadethane olarak kullanılıyormuş. Zamanla etrafına yapılan 47 köy evlerinde birçok rahibe toplu ayinlere katılıp dua ediyor; burada bir oda sahibi olma karşılığında ise yoksulların eğitimi ve hastalara bakımıyla ilgileniyorlarmış. 1971’de son Begijnhof tarikat üyesinin ölümüyle buradaki evler kadınlara kiralanmaya başlanmış.

Şu anda bekâr kadınların yaşadığı bu avluda Amsterdam’daki en eski ev olan Het Houten Huis ve Katoliklerin gizlice ibadet ettikleri, iyi korunmuş bir yer altı kilisesi olan Begijnhof Şapeli de bulunuyor. Amsterdam’ın 14. yüzyıldan bu yana ayakta kalan son kalan ahşap evi ve şehrin en eski evlerinin son derece bakımlı yeşil bahçeleri kesinlikle görmeye değer. Konum burada.

Oude-Kerk-Amsterdam

1306’da inşa edilen Eski Kilise kuzey Hollanda’nın ilk salon kilisesiymiş ve bölgedeki diğer birçok kiliseye örnek olmuş. 1500’lerin başlarında yanlarına eklenen şapeller gibi yüzyıllar boyunca sayısız ekler inşa edilmiş. Yine 1500’lerden kalan bir kapı, belgelerin gösterdiğine göre 1275’de toplanan özgürlük bedelleri dâhil olmak üzere şehrin birçok imtiyazlarının kilitli tutulduğu Demir Şapele açılıyor.

16. yüzyılda eklenen ve harika bir şehir manzarası sunan kulede, 1658’de yapılan ve ülkedeki en iyi örneklerinden biri olarak değerlendirilen bir çan seti bulunuyor. 1555’den, yani Fleming Yüksek Rönesans’ı döneminden kalan 3 muhteşem penceresi ince detaylarla oyulmuş ahşap kuru sıraları dâhil olmak üzere kilisenin iç tasarımı Reformasyon öncesi özellikler taşıyor.

Bu tarihi binayı keşfettikten sonra köprünün karşısına, Amsterdam’ın en eski sokaklarından biri olan Zeedijk’e doğru 2 dakikalık bir geziye çıkın. Yol boyundaki birçok bina, 15. yüzyıldan kaldığı ve şehrin ayakta kalmış en eski binası olarak düşünülen 1 No’lu dikey binaya yaslanarak duruyor. Konum burada.

Amsterdam-Yeni-Kilise

Yeni Kilise 1814’ten beri Hollanda monarşisinin resmi taç giyme kilisesi ve Amsterdam’ın kalbindeki Dam Meydanı’ndaki Kraliyet Sarayı’nın yanında bulunuyor. Bu tarihi Meydan 1270’li yıllarda Amstel’i Ij’den ayırmak için inşa edilmiş ve şehre ismini vermiş.

Meydan ve kilise günümüzde antik fuarlar ve sanat gösterileri gibi kamusal işlevlerde kullanılıyor. Ayrıca bu 15. yüzyıl kilisesinde düzenli org konserleri de veriliyor. En göze çarpan özelliği, 1649 da yapılan vaiz kürsüsü. Dört İncil yazarını, inanç, umut, hayırseverlik, adalet ve sağduyuyu sembolize eden figürleri, muhteşem Barok ahşap oymacılığı ile yapılmış.

Kilisede ayrıca 1670’den kalma bir org, bronzdan yapılmış eşsiz güzellikte bir koro sahnesi ve zarif koro tabureleri bulunuyor. Kilisenin bir başka ilginç tarafı ise PC Hooft ve Nicolaes Tulp gibi meşhur Flemenkler’in mezarlarına ve 1679 yılında ölen Amiral Michiel de Ruyter’in Barok tabutuna ev sahipliği yapması. Kilisenin vitrayları ise olağanüstü güzel. Konum burada.

Amsterdam Limanı, açık denizden yaklaşık 19 kilometre içerde bulunan ve eski adıyla Ij olarak bilinen koy gelgitlerden etkilenmeyen kalabalık bir liman. Buradan yolcu ve nakliye seferleri Düsseldorf, Koblenz ve Basel gibi şehirlere Rhine Nehri üzerinden yola çıkıyor.

Liman tertibatı 1872’de Kuzey Denizi Kanalı inşaatı ile beraber yapılmış. Amaç Rotterdam şehri tarafından ele geçirilen başkentin önemini geri getirmekmiş. Özellikle evlerin ve köprülerin aydınlatıldığı akşam saatlerinde, liman ve kanallarda bir tekne turuna katılmak bir iki saatinizi keyifli geçirmenizi sağlayacak. Oosterdok üzerindeki eski bir gemi antreposunda bulunan model gemiler, yer küreler, navigasyon enstrümanları ve resimlerden oluşan etkileyici bir koleksiyona sahip olan Ulusal Denizcilik Müzesi’ni gezinize eklemeyi unutmayın. Konum burada.

Heineken Experience

Amsterdam’da bira kültürünü zirvede yaşamak ister misiniz? O zaman Heineken Experience tam size göre! Dünyaca ünlü Heineken’in doğduğu topraklarda, tarihi bir fabrikada, biranın hikayesini tadında yaşayacağınız bir yolculuğa çıkacaksınız. Fıçıların arasında gezerken, biranın nasıl üretildiğini görecek, interaktif deneyimlerle eğlencenin doruklarına ulaşacaksınız. Üstelik finalde soğuk bir Heineken’i yudumlayarak bu eşsiz macerayı taçlandıracaksınız. Burası, bir bira fabrikasından çok daha fazlası; adeta bir bira Disneyland’ı! Hazır olun, çünkü Heineken Experience sizi hem bilgilendirecek hem de kahkaha dolu anılarla uğurlayacak. Konum burada.

Albert Cuyp Pazarı

Albert Cuyp Pazarı’na hoş geldiniz, Amsterdam’ın renkli, canlı, ve bir o kadar da lezzetli dünyasına adım atıyorsunuz! Şehrin kalbinde, yaklaşık 260 tezgahın sıralandığı bu pazar, adeta Amsterdam’ın mutfağı gibi. Stroopwafel kokuları arasında gezinirken, tezgahlarda taptaze meyveler, sebzeler, peynirler ve el yapımı ürünler sizi cezbedecek.

Pazarda gezinirken yerel halkla sohbete dalabilirsiniz. Burada, Hollanda usulü bir alışveriş keyfi yaşarken, lezzetli sokak yemekleriyle midelerinizi de şenlendirebilirsiniz. Üstelik, “Hollanda’da yemek kültürü yok” diyenlere, buradan bir torba dolusu lezzetle cevap vermiş olursunuz! Albert Cuyp Pazarı, Amsterdam’ın yerel dokusunu hissetmek isteyenler için gerçek bir hazine. Konum burada.

Hermitage Amsterdam
Amsterdam Gezilecek Yerler

Amsterdam’ın kültür hazinesi: Hermitage Amsterdam! 17. yüzyıldan kalma bu etkileyici bina, aslında eskiden bir yaşlılar yurduymuş, ama şimdi sanatın büyüsüyle dolup taşıyor. Hermitage Amsterdam, dünyanın en büyük ve en zengin müzelerinden biri olan St. Petersburg’daki Hermitage Müzesi’nin bir uzantısı. Yani burası, Rusya’nın sanatsal ihtişamını Amsterdam’ın büyüleyici atmosferinde deneyimlemek için mükemmel bir yer!

Geçici sergilerle sürekli yenilenen bu müzede, çarlardan kalma nadir eserler, devasa portreler, etkileyici heykeller ve daha neler neler sizi bekliyor. Sergiler, Rusya’nın tarihi ve kültürel derinliklerine bir yolculuk sunarken, modern sanatın ilham verici örneklerine de yer veriyor. Sadece sanat değil, binanın kendisi de başlı başına bir tarih dersi gibi. Amstel Nehri kıyısındaki bu muhteşem yapı, Amsterdam’ın kültürel zenginliklerini keşfetmek isteyenler için gerçek bir altın madeni. Hermitage Amsterdam’da adeta tarihin tozlu raflarından çıkan eserlerle dolu, sanat dolu bir zaman yolculuğuna çıkmaya hazır olun! Konum burada.

Eski bir kent yetimhanesinde kurulan ve 1414’te inşa edilen Amsterdam Müzesi’nde, ziyaretçilerin sürekli değişen Amsterdam’ın ülke ve dünyadaki rolünü öğrenebilecekleri birkaç geniş sergisi bulunuyor.

Müzede tarih öncesi dönemlerden kalma bulgulardan şehrin orijinal fermanına, günümüze ait parçalardan, denizden nasıl toprak alındığına kadar değişiklik gösteren ilgi çekici birçok tanıtım sergileri yer alıyor. İçteki avlularda eski atış poligonu gibi keşfetmesi eğlenceli yerler de var. Kütüphanesi ise şehrin tarihine ait çok zengin bir edebiyat koleksiyonuna sahip. Konum burada.

Yüzen Çiçek Pazarı

MFÖ’nün “Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından” mısrasıyla bestelediği şarkısında geçtiği rivayet edilen meşhur Bloemenmarkt, Amsterdam’ın en eski kanalı olan Singel’de, Munttoren’in yanında, dünyanın yüzen tek çiçek pazarı olma özelliğiyle Amsterdam’ın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri.

Pazardaki tezgâhlar her gün 09.00 ile 17.00 saatleri arasında kuruluyor ve pazar günleri kapalı. Amsterdamlıların lale soğanının Osmanlı’dan geldiğini inkâr etmedikleri pazarın en meşhur çiçeği ise flemenk laleleri. Yanınızda götürmeniz için hazır paketlenmiş tohum ve soğanları alırken dikkat edin zira Türkiye ve diğer pek çok ülkede yasak olan bazı bitkiler de bu pazarda satılıyor. Bu yüzen çiçek pazarı, Amsterdam’ın en çiçekli köşesi; burada adeta baharın sonsuz dansı var! Konum burada.

Stedelijk Müzesi

Özellikle modern sanat tutkunlarına hitap eden Stedelijk Müzesi’nde Picasso, Monet, Cezanne ve Mondriaan gibi sanatçıların eserleri sergileniyor. Sergilenen kavramların zaman zaman değiştiği müzede tablo ve heykelle birlikte, çizim, baskı ve fotoğraf sergileri de bulunuyor.

Heykel bahçesine tepeden bakan Teras Restoranda kentin en iyi manzarası eşliğinde yemek yemeyi unutmayın. Amsterdam’ın en büyük modern sanat galerisi her gün 10:00 ile 18:00 saatleri arasında; perşembe ünleri ise 10:00 ile 19:00 saatleri arasında açık. Konum burada.

Moco Müzesi Amsterdam gezilecek yerler
Amsterdam Gezilecek Yerler

Amsterdam’ın sanat sahnesine modern ve çarpıcı bir dokunuş: Moco Müzesi! Van Gogh ve Rijksmuseum’un yanında yer alan bu müze, klasik sanatın aksine modern ve çağdaş sanatıyla sizi büyüleyecek. Moco, Banksy’nin ikonik eserlerinden Salvador Dalí’nin sürreal dünyasına kadar uzanan geniş bir yelpazeye sahip. Yani, burada sıradan bir müze gezisi beklemeyin; her köşede sizi şaşırtacak ve düşündürecek bir sanat eseriyle karşılaşacaksınız!

Müze, 1904’te inşa edilmiş tarihi bir konakta yer alıyor ve bu zarif yapı, modern sanatın cesur ruhuyla mükemmel bir kontrast oluşturuyor. Eserlerin birçoğu, toplumun normlarını sorgulayan, başkaldıran ve sınırları zorlayan temalara sahip. Özellikle Banksy’nin duvar yazıları ve Dali’nin fütüristik tasarımları, sanatın ne kadar sınır tanımaz olabileceğini gözler önüne seriyor. Konum burada.

Amsterdam’ın karanlık tarihine eğlenceli bir dalış yapmaya ne dersiniz? O zaman Amsterdam Dungeon sizi bekliyor! Burası sıradan bir müze değil; adeta bir zaman makinesi! 500 yıllık Amsterdam tarihinin en karanlık, en korkutucu ve en çılgın dönemlerini deneyimleyeceğiniz interaktif bir macera. Canlı oyuncular, özel efektler ve ürkütücü hikayelerle donatılmış bu yeraltı dünyasında, korku ve kahkaha dolu anlar sizi bekliyor.

Amsterdam Dungeon’da, cadı avlarından Orta Çağ işkencelerine, hastalık salgınlarından gizemli efsanelere kadar tarihin ürpertici sayfalarına göz atıyorsunuz. Ama merak etmeyin, bu macera sizi korkuturken aynı zamanda bol bol güldürecek! Her bir odada farklı bir sahneyle karşılaşacak, bazen bir yargıcın karşısına çıkacak, bazen de karanlık bir mahzende mahsur kalacaksınız. Adrenalin dolu bu deneyim, Amsterdam’da ne yapılır sorusunun cevaplarından biri! Konum burada.

Amsterdam’ın en ilginç ve özgün müzelerinden biriyle tanıştıracağım şimdi sizi. Hash Marihuana & Hemp Müzesi, adından da anlaşılacağı gibi, sizi kenevir bitkisinin tarihinden kültürel etkilerine kadar uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Burası, Amsterdam’da yapılacak aktiviteler arayanlara, oldukça sıra dışı bir cevap veriyor!

Dünyanın dört bir yanından gelen ilginç objeler, tarihi eserler ve interaktif sergilerle dolu bu müzede, kenevirin sadece bir bitki olmadığını, bir yaşam tarzı, bir endüstri ve hatta bir sanat formu olduğunu göreceksiniz. Eğer Amsterdam’ın tipik turist rotalarından çıkmak ve gerçekten ilginç bir deneyim yaşamak istiyorsanız, Hash Marihuana & Hemp Müzesi tam da aradığınız yer olabilir. Hem eğlenceli hem de bilgilendirici bu müze, kenevir hakkında bilmediğiniz her şeyi size öğretecek. Konum burada.

Gizli Kilise (Ons' Lieve Heer op Solder)

Amsterdam’ın en iyi saklanan sırrı: Gizli Kilise (Ons’ Lieve Heer op Solder)! 17. yüzyıl Amsterdam’ında, Katoliklerin ibadet etmesi yasaklandığında, yaratıcı bir çözüm bulunmuş: bir kiliseyi bir evin çatı katına gizlemek! Dışarıdan sıradan bir kanal evi gibi görünen bu yer, kapıdan içeri adım attığınızda sizi tamamen farklı bir dünyaya taşıyor. Dar merdivenlerden çıkıp, kırmızı halıların kapladığı odalarda ilerlerken, birden kendinizi altın işlemeli bir altarın, güzel fresklerin ve huzur dolu bir atmosferin içinde buluyorsunuz.

Burası, Amsterdam’ın hoşgörü ve yaratıcı çözümlerle dolu tarihini gözler önüne seren bir hazine. Günümüzün göz kamaştırıcı kiliselerinden çok uzakta, ama bu mütevazı alan, o dönem Katolikler için bir umut ışığı olmuş. Gizli Kilise, tarihi bir yapının nasıl sıradışı bir ibadet alanına dönüştüğünü gösteren, hayranlık uyandıran bir mekan. Konum burada.

En ünlüsü Londra’da bulunan bal mumu müze zinciri olan Madame Tussauds Müzesi Dam Meydanı’nın hemen yanındaki Peek & Cloppenburg Binası’nda yer alıyor. Tüm Madame Tussauds müzeleri gibi dünyaca ünlü isimlerin birebir boyutlardaki balmumu heykelleri sergileniyor. Aynı zamanda müze girişinde Hollanda tarihi hakkında bilgi alabiliyor, müzeyi gezerken interaktif oyunlara da katılabiliyorsunuz.

Madame Tussauds Müzesi, Fransa doğumlu olan Marie Tussaud’un yaşadığı 1761 ile 1850 yılları arasında yaptığı çalışmalardan yola çıkılarak Londra’da kurulmuş ve sonrasında buradan tüm dünyaya yayılmış. Marie Tussaud hayatını kaybettiğinde, ünlü kişilerin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak için yaptığı 400 kadar mum mask bırakmış. Amsterdam, Hong Kong, New York City, Los Angeles, Hollywood, Berlin ve Şangay’da şubeleri bulunan müze Amsterdam gezisine dâhil edilebilir. Konum burada.

Keukenhof

Avrupa’nın en büyük çiçek bahçesi olan Keukenhof Parkı, her yıl mart sonundan mayıs ortasına kadar açan laleleriyle adeta bir yeryüzü cenneti… Bu dönemde turist sayısı neredeyse üçe katlanıyor. Yalnızca lalenin değil envaiçeşit çiçeğin de bulunduğu rengârenk parkta, her bahar 7 milyondan fazla lale, nergis, sümbül ve orkide açıyor.

Her yıl yaklaşık 1.000.000 ziyaretçi alan, 32 hektarlık alana kurulmuş olan devasa park, adeta masal etkisi yaratan düş bahçesine dönüşüyor. Parkta aşçılık, aşk, arı, aile, sağlık, Hollanda ineği, geri dönüşüm bahçeleri ile Rob’un aile bahçesi olmak üzere farklı ilham bahçeleri bulunuyor. Konum burada.

Zaanse Schans Amsterdam gezilecek yerler

Amsterdam’a 30 dakika mesafedeki Zaan ırmağı kıyısında yer alan Zaanse Schans, 17. Yüzyılda buraya ilk yerleşenler tarafından kurulmuş. Buradaki tüccar ve balıkçılar Zaan Irmağı çevresindeki ilk yel değirmenlerini sel baskınlarını önlemek amacıyla inşa etmişler.

Daha sonraları ise bölgedeki yüzlerce yel değirmeninde tahıl, kâğıt, tahta, yağ, tütün ve kenevir işlenmeye başlanmış. Bir zamanlar yaklaşık 1000 değirmenin bulunduğu Zaanse Schans’de 1920’lere kadar yalnızca 20 tanesi dayanabilmiş. Şimdilerde ise Zaanse Schans, eski dükkânları ve yeşil ahşap evleriyle şipşirin bir köy. Konum burada.

Amsterdam-Volendam

Amsterdam’ın kuzeyine doğru yol aldığınızda sırasıyla Monnickendam, Marken, Volendam ve Edam kasabalarından geçiyor, geleneksel Amsterdam yaşamını keşfediyorsunuz. Ahşap evlere sahip bir balıkçı kasabası olan Monnickendam; geleneksel kıyafetler içerisinde sımsıcak Kalvenci Hollandalılar’ın yaşadığı Marken; bol bol hediyelik eşya aldıktan sonra rıhtımdaki kafelerinde dinlenebileceğiniz Volendam; kafeleri, binaları ve birbirinden güzel meydanlarının yanı sıra peynir atölyelerini gezebileceğiniz Edam.

  • Kahvaltı: Güne enerjik başlamak için Pancakes Amsterdam’da enfes Hollanda kreplerinin tadını çıkarın. Bu mekanda klasik tatlardan yaratıcı lezzetlere kadar her türlü krep seçeneği bulabilirsiniz.
  • Gezilecek Yerler: Şehrin en ünlü simgelerinden biri olan Van Gogh Müzesi‘ni ziyaret edin. Van Gogh’un eşsiz eserlerine yakından bakmak için sabah saatlerini tercih edin, böylece kalabalıktan uzak keyifli bir tur yapabilirsiniz. Bir sonraki durağınız Anne Frank Evi olabilir. Bu tarihi evi gezerken, II. Dünya Savaşı’nın acı dolu hikayelerini öğrenebilir ve geçmişe yolculuk yapabilirsiniz. Tam bu noktada Foodhallen şahane bir durak olacak. Burası, çeşitli dünya mutfaklarından lezzetleri bir araya getiren harika bir yemek pazar alanı. Farklı tatlar deneyebilir ve Amsterdam’ın enerjik atmosferini hissedebilirsiniz. Akşam yemeği sonrası ise Red Light District’te kısa bir yürüyüş yaparak bölgenin gece hayatını ve renkli sokaklarını keşfedin. Alternatif olarak, bir kanal turuna katılarak şehri gece ışıkları altında izleyin.
  • Akşam Yemeği: Restaurant Moeders‘de tipik Hollanda mutfağını deneyin. Burada, annelerimizin mutfağından çıkmış gibi hissettiren ev yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.
  • Kahvaltı: CT Coffee & Coconuts’ta kahvaltı yapın. Tropikal bir atmosferde taze meyvelerle hazırlanan kahvaltı tabakları ve leziz kahvelerle güne başlayın.
  • Gezilecek Yerler: Şehrin en güzel parklarından biri olan Vondelpark’ta yürüyüş yapın veya bisiklet kiralayıp parkın keyfini çıkarın. Burası doğanın içinde dinlenmek için harika bir yer. Rijksmuseum’u ziyaret edin. Rembrandt, Vermeer ve diğer ünlü sanatçıların eserlerini görmek için müzenin zengin koleksiyonunu keşfedin. Akşam, Jordaan bölgesinde gezintiye çıkmaya ne dersiniz? Küçük dükkanlar, sanat galerileri ve sevimli kafelerle dolu bu mahallede yürüyüş yapmak harika bir deneyim olacak. Geceyi yerel bir barda Hollanda birasıyla sonlandırabilirsiniz.
  • Akşam Yemeği: Keyifli bir akşam yemeği için Moeders’i tercih edebilirsiniz. Burası geleneksel Hollanda mutfağını denemek için mükemmel bir yer. Hollanda’nın ünlü “stamppot” yemeğini tatmanızı öneririm.

Amsterdam’a yakın gezilecek yerler de mutlaka gezi programınıza dahil etmeniz gereken güzellikler. Bağlantıya tıklayıp içeriğimizi mutlaka okuyun. Listede burası da olmalı dediğiniz bir yer varsa lütfen yorumlarda bizimle paylaşın. Şimdiden iyi seyahatler! ✈️

Otobüs Bileti

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here