Trakya bağ rotası özellikle hafta sonu şehrin stresinden uzaklaşıp, farklı deneyim yaşamak isteyenler için güzel bir alternatif. Eğer İstanbul’da yaşıyorsanız Trakya bağ rotasında bulunan Tekirdağ’a bir buçuk saatlik araba yolculuğu sonrasında ulaşabilirsiniz. Eğer farklı şehirden geliyorsanız, bu rotaya en yakın havaalanı olan Çorlu Havaalanı’ndan araba kiralayarak günübirlik veya konaklamalı seyahatinizi planlayabilirsiniz. Çorlu Havaalanı’na ulaşım için turna.com üzerinden uçuş alternatiflerini inceleyebilirsiniz.
Çorlu otobüs bileti seçeneklerini karşılaştırarak, biletinizi komisyonsuz ve güvenli satın alabilirsiniz.
Trakya Bağ Rotası 12 butik şarapçının desteği ile oluşturulmuş bir rota. Kırklareli’den başlayıp Çanakkale’ye kadar uzanıyor. Bu butik şarapçıların isimleri Vino Dessera, Arcadia, İrem Çamlıca, Barel, Chateau Nuzun, Umurbey, Barbare, Melen, Chateau Kalpak, Gülor, Gali ve Suvla.
İlk durağımız Yazır Köyü’nde bulunan Umurbey şaraplarının bağı oluyor. Umurbey şarapları adını sahibi Umur Arıner’den alıyor. Umur Bey’in Trakya’da toprak sahibi olduğunu ve bağlarında şarap üretmeye bu şekilde başladığını öğreniyoruz. Hasattan fermantasyona, şarapların kalitesinden kırmızı ve beyaz şarap yapımının farklarına kadar ufkumuzu genişleten çok fazla bilgiyi ilk bağ ziyaretimiz sırasında öğreniyoruz. Fransızlar, şato tipi şarap yapımında uzmanlar. Bu nedenle bağlar danışmanlık hizmetini Fransız önologlardan alıyorlar. Umurbey şarapları da danışmanlık hizmetini önolog Jean-luc Colin’den alıyormuş. Yılın belli dönemlerinde ziyarete gelen danışman, hangi üzümleri karıştırırlarsa güzel sonuç alacakları, üzümün hasat olgunluğuna gelip gelmediği gibi konularda uzmanlığını sergiliyormuş. Bu arada Umurbey’in Sauvignon Blanc şarabı son yıllarda yapılan tadımlarda ödül alıyormuş. En son 2015’de Bulgaristan’da yapılan tadımda ödül aldığını söylediler. Bağ rotasında bulunan özellikle 6 butik şarapçı düzenli aralıklarla birbirlerini ziyaret edip şarap tadımı yaparak bilgi paylaşımında bulunuyorlarmış. Umurbey bağında öğrendiğimiz en ilginç bilgilerden biri, bir yıl çok aromatik bir tat veren üzüm cinsinin ertesi yıl iklim şartlarına bağlı olarak çok daha asidik bir tat verebilmesi oldu. Şarabın üzüm cinsi kadar yılı da lezzetini etkileyen önemli bir faktörmüş. Umurbey’de üç kalite şarap var. Üzümün ilk sıkımından elde ettikleri şarap en kaliteli iken, daha çok kabuğun bulunduğu son sıkımdan elde ettikleri şarabı üçüncü kalite olarak nitelendiriyorlar ve buna göre fiyatlandırıyorlar. Yasalardan dolayı Türk vatandaşlarına üretim yerinde şarap tattırmak yasak. Umurbey’in Tekirdağ sahilinde tadım yapılabilecek, hatta Cuma-Cumartesi akşamları canlı müziğin olduğu güzel bir kafesi var.
İkinci durağımız Umurbey’e yaklaşık on dakika uzaklıkta olan Barbaros bağ evi- Barbare şarapları oluyor. Barbare şarapları adını bulunduğu köy olan Barbaros Köyü’nden alıyor. Logosunda da kızıl sakal anlamına gelen Barbaros’un sakallı kafası kullanmış. Sahibi Can Topsakal, 2001 yılında bağları alarak şarapçılık işine başlamış. İlk şaraplarını piyasaya sürmeleri 2010 yılında olmuş. Üretim alanı gezimiz sırasında Barbare şaraplarının yöneticisi Özcan Bey, şarapçılığın uzun yıllar geçince sonuç alınan bir sektör olduğuna dikkat çekiyor. Barbare şaraplarının özelliği üzümlerinin organik olarak yetişmesi. Tohumları Fransa’dan ithal etmişler ve her yıl organik tarım yaptıklarına dair sertifikalarını yeniliyorlarmış. Fakat şaraba koruyucu madde ilave edilmez ise üç ay sonra sirkeye dönüştüğünden, şaraplarda organik olduğuna dair bir ibare göremiyoruz. Barbare düzenli olarak önolog Xavier Vignon’dan danışmanlık hizmeti alıyor.
Ayrıca şarapları Fransa’dan gelen özel fıçılarda dinlendiriyorlar. Buradaki turumuzda ufkumuzu biraz daha genişlettik. Ekilen üzümün birçoğunun iyi şarap üretebilmek için gözden çıkarıldığını öğrendik. Üzümün çok büyüğü ya da çok küçüğü diğerlerinin lezzetini etkilediği için bunlar kesilip sadece ortalama boyutlardaki üzümler hasat ediliyormuş. Ayrıca birbirine değen üzümlerde küf tehlikesi yarattığı için kesiliyormuş. Yani ekilen üzümün yaklaşık yarısı hasat edilebiliyor.
Bağ gezimizden sonra restoran kısmına geçiyoruz. Burada yemekli ya da peynir tabaklı tadım menüleri var, bağlara karşı güzel bir manzara eşliğinde şaraplarınızı tadabilirsiniz. Barbare aynı zamanda 13 odalık butik otel hizmeti de sunuyor. Gezinizi konaklamalı planladıysanız güzel bir alternatif. Ayrıca Barbaros bağ evine düzenlenen günübirlik grup turları da var.
Tekirdağ’a gelmişken Tekirdağ köftesi, peynir tatlısı ve Hayrabolu tatlısı denemeden dönmek olmaz. Apti Özcan’da bu lezzetleri denedikten sonra dönüş yoluna geçiyoruz. Aklımızda ise bağ bozumu zamanı yeniden gelip diğer bağları da ziyaret etmek var.