Uçak Bileti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Türk vatandaşlarının nüfus cüzdanı ile seyahat edebildiği ülkelerden biri. Bu kolaylık nedeniyle her yıl binlerce Türk vatandaşı bu güzel adayı ziyaret ediyor. Yılın dört mevsimi ılıman bir iklime sahip olan Kıbrıs’ın havası da mis gibi. Ortalama 23 derece.

Kıbrıs, Akdeniz’in en güzel coğrafyalarından birine sahip. Muhteşem plajlara sahip berrak Akdeniz’i, Neolitik çağdan bugüne dek taşıdığı zengin tarihi dokusu, mutfak kültürü, beş yıldızlı otelleri, kumarhaneleri ve eğlence anlayışıyla deniz, güneş ve kum tatili haricinde tarih ve kültür turizmi için de güzel bir destinasyon alternatifi sunuyor.

gazimagosa
Gazimağusa

En ucuz Kıbrıs uçak bileti için turna.com sayfasını ziyaret edin. Gelişmiş arama teknolojisi, güvenli ödeme, yüzde 90’a varan iade garantisi ve daha fazla turna.com sayfalarında.

Gazimağusa

Gazimağusa veya Mağusa, Kıbrıs’ın liman kenti olmakla birlikte adanın tek derinsu limanına sahip şehri. Akdeniz’in en fazla güçlendirilmiş limanlarından biri olan Gazimağusa, Yakındoğu ile Avrupa arasında bir basamak oluşturuyor. Esas gelişimi Lüzinyanlar devrine rastlayan kentin altın kumsalları dünyanın en iyi plajları arasında yer alıyor.

Gazimağusa’da görülebilecek oldukça fazla sayıda turistik ve tarihi yer bulunuyor. Lala Mustafa Paşa Camii, Salamis Harabeleri, Othello Kulesi, Canbulat Müzesi, Sinan Paşa Camii, Namık Kemal Hapishanesi ile çeşitli kilise ve manastırlar kentin gezilecek yerlerinde ilk sıralarda.

Mobil Uygulama

Lala Mustafa Paşa Camii yani St. Nicholas Katedrali, Akdeniz dünyasının en güzel Gotik yapılarından biri olarak bilinen, Lüzinyan’lar döneminde 1298-1312 yılları arasında inşa edilen değerli bir yapı. St. Nicholas 1571’de camiye dönüştürülünceye dek, Kıbrıs krallarının kutsal topraklara daha yakın olması nedeniyle Gazimağusa’da Kudüs kralı olarak taç giydikleri yerdi.

Katedralin en güzel ve en iyi korunmuş batı cephesinin mimarisi Fransa’nın Reims Katedrali’nin ön yüzünden etkilenmiş. Bu cephede ortadaki girişin üzerinde Gotik stilde işlemeli eşsiz bir pencere yer alıyor. Avlusundaki 16’ıncı yüzyıl Venedik galerisi ise günümüzde şadırvan olarak kullanılan yapının batı yönünde iki ufak şapel yer alıyor.

Othello Kulesi, 14’üncü yüzyılda Lüzinyan’lar tarafından Gazimağusa Limanı’nı savunmak amacıyla inşa edilen bir kule. 1492’de Venedikliler tarafından bir topçu tabyasına dönüştürülen kalenin avlusunda Osmanlı ve İspanyol yapımı demir ve taş gülleler ile toplar yer alıyor. Othello Kulesi, adından da anlaşıldığı gibi Kıbrıs’ın İngiliz sömürgesinde olduğu dönemlerde, Shakespeare’in ünlü tragedyasının geçtiği yer olduğu düşülüyor.

Salamis Antik Kenti’nin, Truva savaşından dönen Teucer tarafından inşa edildiğine inanılıyor. Roma İmparatorluğu döneminde imparatorluğun doğusundaki en büyük ticaret merkezi olan Salamis, Kıbrıs’ın en güzel kumlu plajlarından birine de sahip. Ormanlık bir alan içerisinde yer alan Salamis Antik Kenti, adadaki en büyük amfi tiyatro, spor alanı, hamam ve pazar alanlarını da barındırıyor.

Karpaz, Kıbrıs
Karpaz, Kıbrıs

Karpaz Yarımadası

Karpaz Yarımadası, Kıbrıs’ın kuzeydoğu ucundan Anadolu’ya doğru uzanan, sivri ve uzun bölge. Yüzölçümüne oranla küçük bir nüfusun yaşadığı Karpaz Yarımadası, milli park statüsünde olduğundan koruma altında bulunuyor. Karpaz Yarımadası huzur veren sessizliği, yeşilliklerin süslediği masmavi koyları, upuzun kumsalları, el değmemiş doğası ve geçmişin görkemine tanıklık eden tarihi kalıntıları ile cennetten bir parça.

Yaklaşık 80 km uzunluğundaki bu yarımada, Akdeniz Havzası’nın belki de son bakir ve huzurlu parçası. Caretta Caretta (Loggerhead), Yeşil kaplumbağa, nesli tükenmekte olan Akdeniz Foku, yüzlerce çeşit flora, kuş türü, balık ve deniz canlıları, deniz memelileri ve çok sayıda yaban eşeği ile muazzam canlı çeşitliliğine sahip bir bölge.

Karpaz diğer yandan, 20 kayıtlı tarihi eser ve 5 adet arkeolojik alanı, antik çağa ait üç taş ocağı, iki özel çevre koruma bölgesinin yanı sıra, Kuzey Kıbrıs’ta belirlenen altı Natura 2000 alanından ikisine ve Kıbrıs’ta yayılış gösteren bitki çeşitliliğinin ve endemik türlerin yaklaşık %75’ini kapsayan bir bölge. Kuzey Kıbrıs’taki tek Milli Park olan Karpaz, son yıllarda yapılan yatırımlarla çok farklı turizm aktivitelerinin de yapılabildiği bir çekim merkezi durumuna gelmiş durumda.

Tarihî ve doğal görünümüyle Kıbrıs’ın önemli bölgelerinden biri olan Karpaz, tarih boyunca medeniyetten kaçmak ya da inzivaya çekilmek isteyenlerin uğrak yeri olmuş. Birçok antik kenti, manastırı ve çeşitli uygarlıkların izlerini barındıran Karpaz Yarımadası’ndaki manastırların en ünlüsü de Apostolos Andreas Manastırı. Karpaz’ın en önemli antik kalıntı ise, Karpasia Antik Kenti.

Altınkum Sahilleri, yarımadanın güneyinde Dipkarpaz Köyü’nden yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunuyor. İki sahilden oluşan Altın Kum Sahilleri, yaklaşık dört kilometrelik uzunluğu, altın kumları ve Caretta Caretta ve Chelonia Mydas türü deniz kaplumbağalarının üreme alanı olan bölge, ünlü olduğu kadar bakirliğini de koruyan bir alan.

Adanın en güzel plajı olarak bilinen Altınkum, mitolojide aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in doğduğu yer olarak geçiyor. Dillere destan kumu ve masmavi berrak deniziyle Afrodit’in güzelliğine layık bir plaj olan Altınkum, Dipkarpaz’dan Zafer Burnu’na giderken sağınızda kalıyor.

Kantara Kalesi, Girne Dağları üzerindeki üç kaleden, en doğuda olanı. Kuzey kıyıyı, Mesarya Ovası’nı ve Karpaz Yarımadası’na girişi kontrol edebilecek konumda bulunan Kantara’nın, St. Hilarion ve Buffavento kaleleri gibi, Arap akınlarının sonrasında Bizanslılar tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Kalede savunma yeri, asker odaları, su sarnıcı, tonozlu odalar, işaret kulesi gibi bölümleri görebilirsiniz.

Panagia Theotokos Church
Panagia Theotokos Church

Panagia Theodokou Kilisesi (İskele İkon Müzesi), Karpaz’ın İskele Kasabası sınırları içerisinde yer alıyor. On ikinci yüzyılda yapılan kilisenin apsis ve kubbelerinde on iki ila on beşinci yüzyıllara ait freskler bulunuyor. Kilisenin en eski bölümü olan güney yakası ise Bizans dönemine tarihleniyor. Günümüzde ise çevredeki kazılardan çıkarılan buluntuların sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor.

Apostol Andreas Manastırı, Karpaz Yarımadası’nın, Apostolos Andreas veya Zafer Burnu olarak da bilinen, en doğu ucunda bulunuyor. Hem Rumlar ve hem de Türkler tarafından kutsal kabul edilen bir yerleşim olan bölge, Hıristiyanlarca Apostolos Andreas’a (Aziz Andrew) adanmış.

Bu manastırda yer alan kilise ise, görkemli mimarisinin yanında, göz alıcı avizeleri ve ikonları ile önem taşıyor. Her yıl dini bayramlarda, Kıbrıs Rum Kesimi’nden, otobüslerle buraya gelen yüzlerce Rum, bu manastırda ibadet ederek, kutsal ve şifalı olduğuna inanılan suyu içiyorlar. Zira manastır dünya Ortodoks cemaatinin en önemli ibadet yerlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Panaya Kanakaria Kilisesi, erken Bizans döneminden, günümüze kadar ulaşmış çok kubbeli bir yapı. On dördüncü yüzyılda son şeklini alan ve Meryem Ananın kucağında oturan İsa ile çevresindeki melek ve havarileri betimleyen mozaikler, eski Bizans sanatına ait önemli örneklerden.

Ayios Philon, Dipkarpaz köyünün (Rizokarpazo) kuzeyinde, deniz kıyısında bulunan, beşinci yüzyıla ait bir yapı. Kilisenin yer aldığı bu alanın Fenikelilerin ilk yerleştiği ve antik Karpaz kentinin bulunduğu yer. Helenistik ve Roma dönemi kalıntıları üzerine kurulan kilise, 802’de Arap saldırıları sırasında, tüm kentle birlikte, tahrip edilmişse de on ikinci yüzyılda yeniden inşa edilmiş.

Karpaz, Kıbrıs

Kastrol, Zafer Burnu ya da Apostolos Andreas Burnu olarak da bilinen, yarımadanın en doğu ucunda yer alıyor. Adanın en eski yerleşimlerinden biri olarak MÖ 6000-5800 dönemlerine tarihlenen bölgede, yuvarlak planlı evler, çok sayıdaki balıkçılık gereçleri ve obsidiyen eşyalar Kastrollülerin balıkçılıkla uğraştıklarını ve Anadolu’dan geldiğini gösteriyor.

Kral Tepesi (Kale Burnu), arkeoloji dünyasında son yıllarda yapılan, en önemli keşiflerden biri olarak görülüyor. Karpaz’ın güney kıyısındaki, Kaleburnu Köyü (Galinopomi) yakınlarında yer alan bölgede Geç Bronz Çağına ait pek çok kalıntı ve birden fazla liman bulunuyor. Devam eden çalışmalarda, ortaya çıkan eserler; Kral Tepesi’nin Geç Bronz Çağında, hem Doğu Akdeniz Bölgesi için önemli bir ticaret merkezi, hem de Kıbrıs’ın önemli bir yerleşim merkezi olabileceğini göstermesi bakımından oldukça değerli.

Aphendrika, Karpaz’ın kuzey kıyısında, Karpaz Köyü’nün ise kuzeydoğusunda yer alan ve milattan önce ikinci yüzyıla tarihlenen Kıbrıs’ın altı önemli kentinden biri. Kente ait kale, kaya mezarları, tapınak ve bugün dolu olan bir limanın bulunduğu bölgede, başta Ayios Georgios Kilisesi, Panaya Chrysiotissa Kilisesi ve Panaya Asomatos Kilisesi olmak üzere daha küçük kiliseler de yer alıyor.

Kıbrıs’a hava yolu ve denizyolu ile ulaşım mümkün. Türk vatandaşları Kıbrıs ve Lefkoşa’ya nüfus cüzdanlarıyla seyahat edebilir. Dilerseniz pasaportunuzu da kullanabilirsiniz ancak Yunanistan, Kıbrıs damgası bulananlara vize vermediği için nüfus cüzdanı yeterli olacaktır.

Lefkoşa’ya yalnızca İstanbul’dan değil, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Hatay gibi illerden de uçak seferleri düzenleniyor. Adaya Türk Hava Yolları ve Pegasus’un düzenli seferleri bulunuyor. Lefkoşa’ya 23 kilometre mesafede yer alan Ercan Havalimanı’nın kent merkezine otobüs seferleri mevcut.

Mersin ve Alanya’dan deniz otobüsü seferlerinin düzenlendiği adaya, arabalı feribotlar ise Mersin’den Girne ve Gazimağusa’ya 120 araç ve 800 yolcu taşımak imkânı sunuyor. Bir dönem İngiliz egemenliğinde kalan Kıbrıs’ta trafik soldan akıyor.

Akdeniz’in Sicilya ve Sardunya’dan sonra üçüncü büyük adası Kıbrıs, Anadolu Yarımadasından yalnızca 65 km mesafede yer alan cennet bir ada. Sadece Türkiye’nin değil, pek çok bakımdan dünyanın da tercih ettiği tatil destinasyonlarından biri. Sadece bir kez değil çok kez ziyaret edilmeyi hak ediyor.

Otobüs Bileti

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here