Akdeniz’de Sicilya’nın güneyinde, 5 adadan oluşan Malta, karakteristik mimari dokusu ile Orta Çağ’dan kalma havasını korumayı başaran çok güzel bir ülke. Yerli halkın ‘görkemli’ olarak adlandırdığı, tüm yapıların adaya özgü sarı taş ile inşa edildiği Malta’nın, doğal limanları, ılıman iklimi ve çok kültürlülüğü turizmin parlayan yıldızı.
‘Akdeniz’in Kalbi’ Malta, yüzyıllardır dünya ticaretinin en önemli rotalarından biri Akdeniz’de stratejik bir konuma sahip. Güneşi, denizi ve tarihi dokusuyla ülkeye özgü atmosferi hissettiren başkent Valletta’da bu çok kültürlü yapının yansıması olan çok sayıda eserle karşılaşmak mümkün.
İlk yerleşimin Neolitik Döneme kadar uzandığı bir Avrupa ülkesi olan Malta çok sayıda kültürel ve doğal zenginliğe sahip. Tarih boyunca Fenikeliler, Romalılar, St. John’un şövalyeleri, Fransızlar gibi farklı milletler tarafından işgal edilen ülkede yeryüzünün en eski yapılarından biri olan Megalitik Tapınakları bulunuyor.
Jeopolitik konumu nedeniyle her daim paylaşılamayan bir ülke olan Malta zengin tarihi, muhteşem tapınakları, eşsiz plajları, gece hayatı ve diğer doğal güzellikleriyle her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Malta Gezi Rehberi
Malta ya da resmi adıyla Malta Cumhuriyeti’nin tarihi MÖ 8.yüzyıla kadar uzanıyor. MÖ 8.yüzyılda Fenikeliler’in hakimiyetine giren ülke önce Kartacalılar’ın, daha sonra Romalılar’ın eline geçti. Roma Dönemi’nde yerel halk Hristiyanlık’ı kabul etti. Romalılar’dan sonra kısa bir süre Arap hakimiyetinde kalan Malta St. John ve Şövalyeleri tarafından işgal edildi.
Gelir gelmez ticareti ve sosyal hayatı değiştirmeye başlayan şövalyeler ülkeye farklı bir kültür kazandırdılar. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1565’de yaptığı kuşatma sırasında şövalyelerin galip gelmesi onların Avrupa’da güç kazanmasını sağladı. Adalar, bu dönemde mimarlık, sanat ve kültür açısından altın devrini yaşadı.
II. Dünya Savaşı sırasında, Britanya egemenliğinde olan ve ağır bombardımana maruz kalan ülke, 1964’te bağımsızlığını kazanmasının ardından Avrupa Konseyi üyesi oldu. 2004’te Avrupa Birliği ve 2008’den itibaren de Avro Alanına dahil olan Malta, ekonomik bakımdan halkın refah düzeyinde yaşadığı ve ülke gelirlerinin %97’sini turizmden sağlayan bir ülke.
Parlementer cumhuriyet yönetim biçimine sahip ülke 1965’te Avrupa Konseyi’ne girdi. 1979’da ülkedeki İngiliz askeri üsleri tamamen boşaltıldı. 2004’te Avrupa Birliği’ne alınan ülke, 2008 yılında Euro Bölgesi’ne dahil edildi.
Malta, Gozo ve Comino üç büyük ve 2 küçük adadan oluşan Malta 316 kilometrekarelik bir alan üzerine kurulu. Yaklaşık 426 bin kişilik nüfusa sahip olan ülkede yaşayanların yüzde 96’sı Maltalılar’dan, yüzde 2’si İngilizler’den ve kalan yüzde 2’si farklı milletlere mensup kişilerden oluşuyor.
Ülke en büyük adası Malta’nın adıyla anılıyor. Ülkenin başkenti Valletta adını kahraman kurtarıcıları şövalye St. Jean Parisot de la Valette’den alıyor. Başkent halk arasında daha çok II-Belt adıyla anılıyor. Ülkenin nüfusunun yarısı Valletta şehrinde yaşıyor. Malta’nın ikinci büyük adası olan Gozo, 7 bin kişilik nüfusuyla adanın en kalabalık şehri. Ülkede resmi dil olarak Maltaca ve İngilizce konuşuluyor.
Maltalılar’ın dünyadaki en eski Hristiyan halklarından biri olduğu biliniyor. İncil’e göre MS 60 yılında bir tutsak olarak Roma’ya götürülen Aziz Paul’un bir gemi kazasından kurtularak Malta’ya çıktığı ve buraya Hristiyanlık inancını yaydığı söyleniyor.
İnşası MÖ 3600 ile 700 yılları arasında üç farklı döneme uzanan ve bu yüzden yeryüzünün en eski yapılar olarak kabul edilen Malta’nın Megalitik Tapınakları UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Bu tapınakların Şanlıurfa’daki Göbekli Tepe kompleksinden daha eski olduğuna inanılıyor.
Malta Gezilecek Yerler
Güney Avrupa’da, Akdeniz’in orta bölümünde yer alan Malta, 3 büyük ve 2 küçük adadan oluşuyor. Sicilya’nın güneyindeki adalar ülkesinin en önemli gelir kaynağı turizm. Masmavi denizi, tarihi ve arkeolojik yapıları, Akdeniz ikliminin nefis havası ve birbirinden güzel koylarıyla Malta, etkileyici bir coğrafyada.
Tarih boyunca farklı medeniyetler arasındaki savaşlara ev sahipliği yapan Malta’da dünyanın en zengin zırh koleksiyonunu barındıran Şövalyeler Sarayı tarihe yolculuk yaptırıyor. Büyük Osmanlı Kuşatması’nın ardından inşa edilen ve ülkeyi savunan Jean Parisot De La Vallette’nin adı verilen başkent sokaklarında kendinizi film setlerinde hissedebilirsiniz.
1571’de inşa edilen Güzel Sanatlar Ulusal Müzesi, adanın sembolü olan St. John Şövalyeleri’nin kilisesi St. John Katedrali, alışveriş cenneti Paceville, dev açık hava alışveriş merkezi Bay Street şehir merkezinde görülecek yerlerden.
1980’den bu yana UNESCO Listesi’nde bulunan Tarxien Tapınakları, Republic Streetteki Malta Milli Kütüphanesi, Arkeoloji Müzesi ve Kraliçe Victoria Heykeli de listeye eklenmeli.
Malta gezilecek yerler açısından oldukça zengin bir ülke. Adanın dört bir yanına kısa sürede ulaşmak mümkün olduğundan, soluklanarak, her adımı hissederek gezmek kolaylaşıyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunan Mdina şehrinin tarihi ziyaretçilerini büyülüyor. ‘Sessiz Şehir’ olarak da bilinen Mdina, Orta Çağ’dan kalan heybetli surları ile zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Adada en popüler tarihi yerler arasında bulunan Hal Saflieni’nin geçmişi Mısır piramitlerinden daha eski. Küçük gruplarla gerçekleştirilen turlar için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor.
St. John Katedrali, barok sanatının izlerini taşıyor. Katedral, St. John Şövalyeleri tarafından kilise-manastır olarak kullanılmış. Duvar, tavan ve yer süslemeleri ile dikkat çeken yapı, Malta’da en çok ziyaretçi çeken yapılardan.
Malta kültürüne tanıklık edilebilen Güzel Sanatlar Ulusal Müzesi, Rönesans döneminden günümüze uzanan eserleri görmek için ideal bir nokta. Müze binası 1570’li yıllardan bu yana ayakta.
1980’de UNESCO Mirası ilan edilen Tarxien Tapınakları, MÖ 3,150’ye giden geçmişi ile adanın en etkileyici noktalarından.
Malta’nın başkenti Valetta’da 1571’de inşa edilen ve adanın ilk yapılarından The Grand Master’s Palace, Girolamo Cassar’ın dekorasyonunun ardından uzun yıllar saray olarak kullanılmış.
Valetta’nın Bağımsızlık Meydanı’ndaki St. Paul Katedrali, kulesi ve Neoklasik stili ile görülmeye değer.
Akdeniz’in en güzel dalış rotalarından biri olan Malta adaları, yıl boyunca ılık olan deniz suyu sıcaklığı ve görüş netliği ile dalış severlerin tercihi.
1. Valletta
Osmanlı donanmasının 1565’te gerçekleştirdiği Büyük Kuşatma sonrası inşa edilen başkent Valletta, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Şehir girişindeki İspanyol şövalyelerin hanı olarak kullanılan ve oldukça hoş bir yapı olan Auberge de Castille günümüzde başbakanlık binası olarak hizmet veriyor.
Valletta’da, dünyanın en büyük zırh koleksiyonunun sergilendiği Şövalyeler Sarayı’nı, Baracca Bahçesi’ni, Büyük Liman, Vittoriosa, Senglea ve endüstri merkezi olan Marsa’yı görebilirsiniz.
2. St. John’s Manastırı ve Katedrali
Valetta’daki 16. yüzyıl yapısı St. John’s Manastırı ve Katedrali, günümüzde dünyanın en güzel barok kiliselerinden biri kabul ediliyor. Tarihi boyunca Fenikelilere, Kartacalılara, Romalılara, Araplara, Normanlara, St. John Şövalyelerine ardından da Fransız ve İngilizlere ev sahipliği yapan Malta’nın günümüze kadar ulaşan mimari yapısı şövalyeler döneminden kalma.
Değerli taşlar, altın ve gümüş ile süslenmiş sunağı, Malta taşı üzerine direkt olarak yapılmış yağlıboya tabloları, Caravaggio’nun 2 önemli tablosu ve rengarenk mermerlerle yapılmış olan büyük üstatlara ait mezar kitabeleri ile gerçekten eşsiz bir sanat eseri.
3. Mdina
St. Jean Şövalyeleri’nin ilk başkenti Mdina, tam bir karakteristik bir Orta Çağ kasabası gibi. İlk yerleşimin MÖ 700’de Fenikelilere ait olduğu düşünülen, etrafı duvarlarla çevrili antik bir kent olan Mdina, aynı zamanda tarihi dokusu çok iyi korunmuş en eski Avrupa kentlerinden.
Mdina’ya havalimanından X3 ve 201No’lu otobüs hattı, Valletta şehir merkezinden X3 ve Sliema’dan da 203 No’lu otobüslerle ulaşım mümkün.
4. Hagar Qim ve Mnajdra
Tarih öncesi tapınaklar olan Hagar Qim ve Mnajdra, Malta’nın güney kıyısında, bir uçurumun tepesine yer alıyor. Bulunan kalıntılar ışığında, bir zamanlar Avrupa ve Afrika kıtalarına bağlı olan Malta’da, yerleşik hayatın MÖ 800’lerde başladığı biliniyor.
Geçmişi MÖ 3600’lü yıllara dek uzanan Hagar Qim iç içe geçmiş oval odalardan oluşuyor. Hagar Qim’in yokuş aşağı 700 m uzağında bulunan Mnajdra ise yonca planlı, farklı yönlere bakan üç tapınağın yan yana gelmesiyle oluşuyor.
1980’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan ve tarihi MÖ. 3150’ye dek uzanan Tarxien Tapınakları’nı da görmeden adadan ayrılmayın.
5. Comino
Comino, muazzam güzellikteki masmavi denizin, kumun ve güneşin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz cennet bir adası. Birbirinden güzel plajlarıyla büyüleyici bir Malta adası olan Comino’ya feribotla geçebilirsiniz.
Deniz, kum ve güneş için hem trafik hem de gürültü derdi olmayan Comino, berrak denizi ve güzel kumsallarıyla cennet bir ada. Feribotla ulaşılabilen ada, doğal güzellikleriyle etkiliyor.
6. Sliema
Adanın en hareketli ve popüler şehirlerinden biri olan Sliema, sahil boyunca sıralanan şirin otelleri, hoş ambiyanslara sahip restoran ve kafeleriyle, enerji dolu bir bölge. Pırıl pırıl güneşi, berrak denizi ve hareketli şehir yaşamıyla Sliema, Malta’nın en güzel yerlerinden. Sliema, Malta Havaimanı’ndan 11 km uzaklıkta.
7. Cittadella
Gozo Adası’nın Victoria kentinde yer alan Citadella, MÖ. bin beş yüzlerde örülmeye başlanan duvarlarıyla yüzyıllar boyunca kenti koruma görevi üstlenmiş. Bölgeye yerleşen her uygarlığın geliştirdiği yapı, Roma döneminde donanımlı bir akropole dönüşmüş. Tarihin izini sürmek için muazzam bir antik bölge.
8. Hal Saflieni Mahzeni
Paola’da yer alan Hal Saflieni Mahzeni (Hypogeum) dünyanın tek tarihöncesi yeraltı tapınağı. Mahzen kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş holler, odalar ve geçitlerden oluşan Hypogeum, tarih öncesi dönemde mezarlık olarak kullanılıyordu.
3 katlı yapının en derin odası yerin 10 metre altında bulunuyor. Yalnızca sınırlı sayıda ziyaretçinin kabul edildiği yeraltı odalarına bilet almak için 2-3 hafta beklemek gerekebiliyor.
9. Marsaxlokk
Valetta’dan kara yoluyla yarım saatte ulaşılabilen Marsaxlokk, şirin bir balıkçı kasabası. Ancak kartpostalı andıran manzarasıyla büyüleyici olan kasaba, rengarenk balıkçı tekneleri, gölleri ve nehirleri, canlı pazar yeri ve sakin atmosferiyle Marsaxlokk, oldukça turistik bir bölge.
10. Gozo
Malta’nın ikinci büyük adası olan Gozo, sarp konik tepelerden birinin üstüne kurulu olan, doğusundaki Ggantija Tapınağının kalıntıları ile ünlü. Feribot seferleriyle ulaşılabilen Gozo’nun en yüksek yerinde Rabat Kalesi, katedrali, adalet sarayı ve piskoposluk sarayı bulunuyor.
Truva, Gladyatör, Monte Cristo Kontu gibi filmlerin çekildiği Dweijra’daki kaya oluşumları, iç deniz ve mercanlar benzersiz güzellikte olmanın yanı sıra Malta’nın en önemli dalış noktası.
Malta yeme ve içme
Akdeniz kültürünün hâkim olduğu ülke yemeklerinde deniz ürünleri, domates, zeytinyağı, zeytin ve patatese çokça rastlanıyor. En iyi balık restoranları için Marsaxlokk köyüne uğramalı, kış aylarında lampuka adı verilen Akdeniz lüferini denemelisiniz.
Tavşan eti yerel lezzetlerden sadece biri. Gozo’da keçi sütünden üretilen karabiberli peynir, makarna ve Malta ketçabı da aklınızda bulunsun. Akdeniz, İtalyan ve Ortadoğu mutfağından lezzetler tadabileceğiniz Malta’da, Peaceville bölgesinde dünya mutfağından her türlü yemek çeşidini ve restoranı bir arada bulabilirsiniz.
Valetta’nın eğlence ve alışveriş durağı sayılan Paceville, Bay Street isimli dev bir açık hava alışveriş merkezi ve 15-20 gece kulübünden oluşuyor. Sliema’da yer alan Tower Road ve Bisazza Sokağı; tatil beldeleri olan Bugibba ve St. Paul’s Bay’de ise Gozo Adası’nın Victoria bölgesini tercih edebilirsiniz.
Malta’ya Nasıl Gidilir
Malta’ya Türkiye’den direkt uçuş seferleri var. Türk Hava Yolları ile İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan haftanın her günü, 2 saat 25 dakika süren direkt uçuşla Malta Havalimanı’nda olabilirsiniz. Valetta şehir merkezine 8 km’lik bir mesafede bulunan Malta Havalimanı’ndan merkeze otobüs ve taksi ile ulaşım mümkün.
En ucuz Malta uçak bileti için turna.com sayfasını ziyaret edin. Gelişmiş arama teknolojisi, güvenli ödeme, komisyonsuz alışveriş, kesintisiz iade garantisi ve daha fazla turna.com sayfalarında.
Akdeniz’in en etkileyici plajları ve su altı dalış rotalarına sahip olan Malta, doğal güzellikleri, tarihi ve arkeolojik alanları ile ziyaretçilerini etkiliyor. Sokaklarında hemen herkesin İngilizce konuşabildiği Malta’da hayat ziyaretçiler için oldukça kolay. Kristal bir maviliğe bürünen denizi ve güneşin altında altın gibi parlayan kale surlarıyla Malta, ülkeye gelenleri Akdeniz ikliminin güzel havasını ve masmavi koylarını sınırsızca sunuyor.
Malta en çok görmek istediğim destinasyonlardan biri, umarım ben de bu kadar güzel fotoğraflayabilirim manzarayı…
Comments are closed.