Edirne, her dönemde önemli bir kent olmuş. Edirne’nin tarihi Roma İmparatorluğu’na kadar gidiyor. Daha sonra Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu da bu topraklarda yaşamış. Edirne tarihine çok sahip çıkmış bir şehir. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar gelen eserlerin hepsi çok güzel korunmuş.
Tarihin gördüğü en büyük mimar, Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği Selimiye Camii buradadır. Tabi bunun yanında Eski Cami ve Üç Şerefeli Cami de tüm heybeti ve güzelliğiyle Edirne’de sizleri bekliyor. Bu değerli ibadethanelerin yanı sıra Edirne’yi farklı ve özel kılan bir diğer yer Sultan II. Beyazıd Külliyesi Sağlık Müzesi.
Sultan II. Bayezid Külliyesi’nde bulunan Sağlık Müzesi bir çok farklı hastalığın incelendiği ve ilginç tedavi yöntemlerinin uygulandığı bir hastaneymiş. Sağlık Müzesi, özellikle çocukların çok ilgisini çekiyor. Lozan Antlaşması için yapılmış Lozan Anıtı’nı da mutlaka Edirne gezilecek yerler listenize ekleyin.
Edirne deyince ilk aklınıza gelen şeylerden biri de yemekler. Kahvaltınızı Meriç kenarında uzanan Kent Ormanı‘nın içindeki tesislerde doğa ile iç içe yapabilirsiniz. Öğlen veya akşam yemeklerinden birinde mutlaka Edirne Tava Çiğeri’ni deneyin. Lezzetine doyamayacağınız Edirne‘nin efsanesi Tava Ciğer’i yemeden Edirne’den dönmeyin.
Edirne Gezilecek Yerler
1. Selimiye Camii
Kentin tacı olarak bilinen ve dünyadaki tek kubbeli yapıların zirvesi olarak kabul edilen Selimiye Camii, Mimar Sinan ustalık eseri. Selimiye Camii, sizi uzaktan büyüler ama içine girdiğinizde adeta çarpılır, sonsuzluğun kubbesi içinde kaybolursunuz.
Gerçekten de yerden yüksekliği 43.28 m. olan, 31.30 m. çapındaki kubbenin nasıl ayakta durduğu şaşkınlık yaratmaktadır. Selimiye Camii’nin kubbesi Ayasofya’nın kubbesinden daha büyüktür. Türkiye’nin en önemli eserlerinden biri olan Edirne Selimiye Camii Külliyesi 29 Haziran 2011’de Unesco Dünya Mirası listesine dahil edilmiş.
Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem yaratarak çözdüğü söylencesi Selimiye ile ilgili hikayelerden sadece biridir.
Selimiye Camii, 1569-1575 yılları arasında yapılmış. Selimiye Camii zamanı unutacağınız büyülü yerlerden biri.
Kadınların ve erkeklerin huzur içinde dua ettiği , çocukların yuvarlandığı oynadığı, herkesin saygılı olduğu, sessiz ve sakin Selimiye Camii gibi muhteşem bir eseri görmek bizi derinden etkiliyor.
Bir gün Selimiye Camii’ne girenler, kubbenin altında bir Japon’un ayaklarını kıbleye doğru uzatmış sırtüstü yattığını görürler. Tabii hemen Japon’u, “Burası kutsal bir yer. Bu şekilde yatmak bizim inançlarımıza göre saygısızlıktır. Lütfen oturun veya ayakta durun” diyerek uyarırlar. Ancak, Japon trans vaziyetteymiş, gözlerini kubbeden ayırmadan:
Selimiye’nin uzun yıllar boyunca süregelen, kulaktan kulağa, nesilden nesile aktarılan diğer hikâyeleri günümüze kadar söyle gelmiştir;
Cami kubbesi tektir; çünkü Allah birdir.
Camisi pencereleri beş kademelidir; çünkü İslam’ın şartı beştir.
Vaaz kürsülerinin dört oluşu İslam’da dört mezhebin olduğunu gösterir.
Selimiye Külliyesi’ndeki 32 kapı İslam’ın otuz iki farzı olduğunu gösterir.
İki minarede toplam altı yol oluşu, İmanın altı şartını işaret eder.
Caminin 4 minaresine ise üçer şerefe konulmuştu ve her üç şerefeye de üç ayrı yoldan çıkılıyordu. Böyle bir eser elbette ki yabancıları da hayran bırakıyor, gören herkes O’nu gıpta ile seyrediyordu. Ayrıca minarelerin şerefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir dehanın ürünüdür. Almanlar aynı sistemi meclislerinin önündeki dev kürede kullanmışlar.
Selimiye Caminin müezzin mahfilinin mermer ayaklarından birinin altında ters lale motifi vardır. Rivayete göre caminin yapılacağı arsa üzerinde o zamanlar bir lale bahçesi bulunmaktaydı ve bahçenin sahibi arsası üzerine cami yapılmasını önceleri istememiş daha sonra ise Mimar Sinan’dan camide lale motifi olmasını isteyerek arsasını satmıştır.
Mimar Sinan da bu lale motiflerinden bir tanesini ters yapmıştır. Lale motifi arsanın lale bahçesi olduğunu, motifin ters oluşu ise arsa sahibinin tersliğini temsil etmektedir diye rivayet edilmektedir.
2. Selimiye Arastası
III. Murat tarafından Mimar Davut Ağa’ya yaptırılmış. Selimiye Arastası’nın amacı Selimiye Camii’ne gelir sağlamak. 256 m uzunluğunda, oldukça güzel bir çarşı. Edirne’ye geldiğinizde mutlaka buraya uğrayın. Hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
3. Eski Cami – Edirne Ulu Cami
Edirne’de yapılan Sultan Camilerinin ilkidir. I. Beyazıt’ın oğlu Süleyman Çelebi tarafından yapımına başlanan cami, kardeşi Mehmet Çelebi zamanında 1414 yılında tamamlanmış.
Eski Cami’nin büyük boyutlu hat yazıları, oldukça dikkat çekici. Eski Cami’de minberin hemen yanındaki pencerede bulunan siyah renkli Rükne-ü Yemani Taşı, Kabe’den getirilmiş ve kutsal olarak kabul ediliyor.
4. II. Beyazıd Külliyesi Sağlık Müzesi
II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, Edirne’de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Osmanlı İmparatorluğu zamanında kullanılan tedavi yöntemlerini burada görebilirsiniz. Müzikle terapi, diyet, çeşitli sağlık sorunlarının nasıl tedavi edildiğini ayrıntılı olarak bu müzede görebilirsiniz. Özellikle çocukların da anlaması için maketler yapılmış.
Hangi müzik makamı neye iyi geliyor. Bunlar detaylı olarak yazılmış. Evliya Çelebi bunları detaylı olarak yazmış. Eşsiz mimarisiyle Sultan II. Bayezid Külliyesi’nin çok kubbeli grafiksel yapısından etkilenir, darüşşifa bölümünde bundan 500 yıl önce psikolojik hastaların tedavi edildiği müzik nağmeleriyle huzur bulursunuz.
5. Üç Şerefeli Cami
Edirne Üç Şerefeli Cami, 1437 – 1447 yılları arasında Sultan II. Murat tarafından Mimar Muslihiddin’e yaptırılmış. Selçuklu Mimarisi’nden, Osmanlı Mimarisi’ne geçişteki ilk eserlerden biridir.
Üç Şerefeli Cami, birbirinden farklı 4 minaresi ile çok ilgi çekici bir yapıdır. Camiye adını veren 3 şerefeli minarenin, 3 farklı çıkış yolu vardır. Bu uygulama ilk defa bu camide denenmiş ve 81 m yükseklikte yapılan ilk minare olmuş.
I. yoldan; 1. ve 3. şerefelere
II. yoldan; 2. ve 3. şerefelere
III. yoldan; 3. şerefeye çıkılır.
Üç Şerefeli Cami’nin minarelerinden birinin burgulu şeklinden dolayı Burmalı Cami olarak da biliniyor.
6. Karaağaç
Karaağaç; Batı Trakya’nın en huzurlu bölgelerinden biri. Karaağaç’ta bulunan Trakya Üniversitesi Kampüsü, Eski İstasyon Binası ve Lozan Anıtı Edirne’de görmeden dönmemeniz gereken yerlerden bazıları.
Lozan Anıtı; 24 Temmuz 1923’te bugünkü sınırlarımızı belirleyen Lozan Antlaşmasının anısına yapılmış. Karaağaç Bölgesi, Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak alınmış. Edirne’de Karaağaç’a gelirseniz, Üniversitenin hemen karşısındaki cafelerde mutlaka oturup bir kahve için. Karaağaç’a giden yolda sağlı sollu kahvaltıcılar var. Bunlardan birine girip keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz.
7. Meriç Köprüsü
Dünya’ın en güzel gün batımlarından birini burada seyredebilirsiniz. Meriç Küprüsünün sultanların oturduğu “seyir Köşkü”nde oturup Meriç Nehri’ndeki en güzel gün batımlarından birini izlerken tarih ve doğanın bu kadar güzel nasıl bütünleşebildiğine şaşarsınız…
8. Ali Paşa Çarşısı
Ali Paşa Çarşısı, Selimiye Arastası’ndan çok daha büyük bir çarşı. Edirne’den hediyelik almayı düşünürseniz, burada aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Edirne’den neler alınır derseniz; ilk sırada renkli, kokulu güzel sabunlar bulunuyor.
Bu sabunlar ilk defa Osmanlı İmparatorluğu Saray’ı zamanında kullanılıyormuş. O zamandan günümüze kadar bu gelenek gelmiş. Badem ezmesi, Kavala kurabiyesi ve Edirne’ye özgü Deva-i Misk tatlısı buradan alabileceğiniz lezzetler arasında bulunuyor.
Edirne’nin ciğeri harika, çok hafif ve çok güzel. Kurutulmuş acı biberle beraber servis yapılıyor.
Edirne’ye otobüsle gidecekseniz eğer Edirne otobüs bileti için turna.com sayfasınız ziyaret edin. Gelişmiş arama özelliği ile 200’den fazla otobüs firmasını karşılaştırabilir, biletini komisyon ödemeden satın alabilirsin.