Kuzey Avrupa’nın kalbinde yer alan İsveç, İskandinavya Yarımadası boyunca uzanan huzur dolu bir ülke olarak tanınıyor. Doğusunda Finlandiya ve Bothnia Körfezi, batısında Norveç, güneyinde ise Baltık Denizi’nin büyüleyici kıyılarıyla çevrili olan bu ülke, zengin kültürü ve etkileyici doğasıyla gezginleri kendine hayran bırakmayı başarıyor. Refah seviyesiyle dünyanın en yaşanabilir ülkelerinden biri olarak dikkat çeken İsveç, modern şehir tasarımları ve kaliteli eğitim sistemiyle de ön plana çıkıyor.
Ama küçük bir uyarı: İsveç’in kış soğuğu biraz sert olabiliyor, seyahatiniz kış aylarına denk geliyorsa, bavulunuza en kalın kıyafetlerinizi eklemeyi sakın unutmayın! Karlar altında parlayan manzaraları ve göz alıcı doğa manzaralarını keşfederken sizi sıcacık tutacak termal kıyafetler kurtarıcınız olabilir. Hazırlıklar tamamsa, şimdi bu büyüleyici ülkenin masalsı rotalarını keşfetme zamanı. İşte karşınızda İsveç’in mutlaka görmeniz gereken 10 popüler rotası!
İsveç’te Görmeniz Gereken 10 Yer
1. Stockholm
İsveç’in başkenti ve nüfus bakımından da en büyük şehri olan Stockholm’e bağlı 14 ada bulunuyor. Ülkenin kültür sanat, siyaset ve ekonomi merkezi olarak da bilinen bu şehirde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor. Stockholm’de Gamla Stan (Eski Şehir), 13. yüzyıldan kalma su kanalları, Riddarholmen Church, Stockholm Katedrali, Vasterlanggatan ve Österlanggatan caddeleri ile Royal Palace gibi pek çok turistik yer keşfedebilirsiniz.
2. Malmö
Malmö, İsveç’in en popüler şehirlerinden biri. Ülke nüfusunun yüzde yedisi de bu şehirde yaşıyor. Eğer İsveç’in kültürel dokusunu keşfetme hayali ile bu ülkeyi ziyaret ediyorsanız, Malmö’yü görmeden buradan ayrılmamalısınız. Şehirde görülmesi gereken yerler arasında Malmöhus Kalesi, Storroget Şehir Meydanı, Lilla Torg ve Öresund Köprüsü oldukça ilgi çekiyor.
3. Göteborg
Ülkenin en büyük ikinci şehri olan ve içinde iki üniversitenin hizmet verdiği Göteborg, 60 bini aşan kalabalık öğrenci nüfusuyla ülkenin öğrenci şehri olarak biliniyor. Şehir, İsviçre’nin güneybatısında, başkent Stockholm’e yaklaşık 4 saat uzaklıkta yer alıyor. Neredeyse tüm şehri saran geniş tramvay ağı ise bu şehri keşfetmek için en keyifli ve kolay araçlardan biri olarak öne çıkıyor. Yolu Göteborg’a düşenler; Liseberg Eğlence Parkı, Slotsskogen ve Botanik Bahçesi gibi yerleri ziyaret etmeyi de ihmal etmemeli.
4. Lulea
Lulea, İsveç’in kuzeyinde, Bothnia Körfezi kıyısında yer alıyor ve hem zengin tarihi hem de gösterişli doğasıyla gezginleri büyüleyen bir liman şehri olarak tanınıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Gammelstad Kilise Kasabası, 15. yüzyıldan kalma ahşap kilisesi ve taş döşeli sokaklarıyla dikkat çekiyor. Kış aylarında donmuş deniz üzerinde yürüyüş yapmak ya da buz pateniyle yeni deneyimler yaşamak da bu destinasyonda oldukça popüler. Kuzey Kutup Dairesi’ne yakın olması, Aurora Borealis’i izlemek için de burayı mükemmel bir durak haline getiriyor. Ayrıca Lulea, İsveç’in teknoloji merkezi olarak da biliniyor.
5. Gotland
Orta Çağ esintileri taşıyan sokakları, dağcılık ve tırmanış meraklılarını maceradan maceraya sürükleyen outdoor bölgelerinin yanı sıra İbiza gecelerini aratmayan çılgın ve renkli eğlence yaşamıyla da adından söz ettiren Gotland; İsveç’e giden turistlerin ve gezginlerin vazgeçilmez ziyaret noktalarından biri. Gotland’a gittiğinizde Orta Çağ havasını bulabileceğiniz festivallerin bir parçası olarak, bölgenin tarihi ruhunu daha iyi hissedebilirsiniz.
6. Uppsala
Uppsala, İsveç’in en eski ve en tarihi şehirlerinden biri olarak, zamana meydan okuyan bir cazibe durağı. İskandinavya’nın en büyük katedrali olan Uppsala Katedrali bu lokasyonda yer alıyor ve geçmişten günümüze gotik mimarisi ve zarif vitraylarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Şehir aynı zamanda modern botanik biliminin kurucusu Carl Linnaeus’un evi olmasıyla da tanınıyor. Linnaeus Bahçesi’ni ve müzesini ziyaret ederek botanik tarihine dair büyüleyici bilgiler keşfedilebiliyor. Uppsala Üniversitesi’nin çevresinde ise oldukça dinamik bir öğrenci hayatı var, bu da şehre enerjik ve genç bir atmosfer katıyor. Şehir merkezindeki taş döşeli sokaklar, yerel pazarlar ve şirin kafeler, İsveç’in sakin ve sıcak yanını keşfetmek için ideal özellik taşıyor.
7. Umea
Umea, modern sanat, kültür ve doğanın ideal bir karışımını sunan ve İsveç’in kuzeyinde konumlanan dinamik bir şehir olarak biliniyor. 2014 yılında İskandinavya’nın Kültür Başkenti seçilen Umea, Bildmuseet Çağdaş Sanat Müzesi gibi etkileyici mekanlarıyla özellikle sanatseverlere hitap ediyor. Doğaseverler için Ume Nehri kıyılarında yürüyüş yapmak ya da yakındaki Björkliden Ormanları’nda keşfe çıkmak eşsiz bir deneyimin kapılarını aralıyor. Bu dinamik İsveç kentinde kış aylarında donmuş nehirlerde buz pateni yapabilir, karla kaplı sokaklarında İsveç’in ünlü fika molasının tadını çıkarabilirsiniz.
8. Linkoping
Linköping, İsveç’in güneyinde yer alıyor ve özellikle zengin tarihi dokusuyla modern yaşamı harmanlayan kendine has yapısıyla dikkat çekiyor. Şehirde, Orta Çağ atmosferini yeniden canlandıran Gamla Linköping Açık Hava Müzesi, ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu yapma olanağı yaratıyor. Gotik mimarisiyle göz dolduran Linköping Katedrali, şehrin en ikonik yapıları arasında yer alıyor. Doğayla iç içe bir deneyim arayanları da mutlu etmeyi başaran bu rotada Göta Kanalı boyunca düzenlenen tekne turları, huzur dolu bir keşif olanağı sunuyor. İsveç’in havacılık endüstrisinin kalbi de bu şehirde atıyor.
9. Laponya, Abisko
Laponya’nın tam kalbinde yer alan Abisko, doğaseverler ve macera tutkunları için gerçek bir cennet. Abisko Ulusal Parkı ise Kuzey Kutup Dairesi’nin büyüleyici doğasını keşfetmek için ideal bir başlangıç noktası. Karlarla kaplı dağlar, donmuş göller ve Kuzey Işıklarının dansıyla canlanan ışıl ışıl bir gökyüzü, burada gezginleri bekleyen manzaralardan sadece birkaçı. Bu destinasyon, özellikle dünyanın en güzel Kuzey Işıkları deneyimlerinden birini sunmasıyla tanınıyor ve Aurora Sky Station’da, karanlık kış gecelerinde büyüleyici ışıkların dansını izlenebiliyor.
Kros kayağı, kar ayakkabısıyla yürüyüş ve köpek kızakları gibi aktiviteler de bölgenin sunduğu macera dolu deneyimler arasında yer alıyor. Abisko, İsveç’in vahşi doğasını hissetmek ve kışın büyüsünü tam anlamıyla yaşamak için doğru tercih.
10. Kiruna
Kiruna, İsveç’in en kuzeyindeki şehri ve Kuzey Kutup Dairesi’nin hemen altındaki konumuyla bir kış masalını yaşamak isteyenlerin gözde rotaları arasında yer alıyor. Bu büyüleyici şehir özellikle dünyanın ilk buzdan oteli olan Icehotel ile tanınıyor. Burada buzdan yapılmış odalarda konaklayabilir ve her yıl yeniden tasarlanan buz heykelleri arasında benzersiz bir deneyime adım atabilirsiniz. Üstelik Kiruna, aynı zamanda Kuzey Işıkları’nı izlemek için de en ideal noktalardan biri. Ayrıca Kiruna’da Sami kültürünü keşfedebilir ve geleneksel ren geyiği kızak turlarıyla benzersiz kış deneyimleri yaşayabilirsiniz.
İsveç’te Bunları Yapmadan Dönmeyin
- Kiruna’daki dünyaca ünlü buz otelde bir gece geçirin ve unutulmaz bir deneyim yaşayın.
- Abisko’da Aurora Sky Station’da Kuzey Işıkları’nın büyüsüne kapılın, doğanın görkemine tanıklık edin.
- Karlstad’da Avrupa’nın en büyük gölü üzerinde huzurlu bir tekne turuna katılın.
- Malmö’nün Lilla Torg Meydanı’nda yerel lezzetlerin tadını çıkarın.
- Lulea’da kışın donmuş Bothnia Körfezi’nde benzersiz bir yürüyüş yapın.
- Gotland’ın Orta Çağ festivallerine katılın.
- Göta Kanalı’nda düzenlenen huzurlu turlarda bu sakin destinasyonun keyfini çıkarın.
- Lund Katedrali’nde astronomik saati izleyin.
- İsveç’in ünlü kahve molası kültürü fikayı deneyimleyin.
Eğer siz de tarihi dokusu, kültürel zenginliği ve doğal güzellikleriyle büyüleyen bu şahane Kuzey Avrupa şehrini ziyaret edip, huzur dolu sokaklarında keyifli zamanlar geçirmek istiyorsanız, İsveç uçak bileti kampanyalarını değerlendirebilirsiniz. Şimdi İsveç’in birbirinden etkileyici sokaklarını keşfetme zamanı.
Merhabalar,
Günümüzde mutluluğa dair pek çok yaşam felsefesi popüler olmuş durumda. Daha sade ve düzenli bir yaşam için popüler hale gelen Konmari, Ikigai, Hygge derken ‘’Lagom’’ kavramını da sıkça duyuyoruz. İsveç’ten dünyaya yayılan dengeli yaşam felsefesi Lagom, minimalizmle iç içe bir kavram. Özünde, hayatı sadeleştirerek mutlu olma fikri yatıyor. Minimalizm de öncelikle sanatta ve mimaride ortaya çıkmış bir akımken şimdi bir yaşam tarzı oldu. Eşyadan kıyafete her alanda minimalizmin etkilerini benimsemek mümkün. Lagom da bu noktada bir dekorasyon akımı olarak bilinse de yaşam tarzı haline gelmiş durumdadır. Kelime anlamı olarak; ne çok fazla ne çok az, tam kararında manasına geliyor. Anneannelerimizin azı karar, çoğu zarar sözünü de andırmaktadır. Lagom üzerine yazdığım yazımı izniniz olursa ben de sizinle paylaşmayı isterim: