Ateş ve Buz Ülkesi olarak bilinen İzlanda, keskin zıtlıkların bulunduğu bir ülke. Avrupa‘nın geri kalanından yüzyıllarca izole edilen bu ateş ve buz karası, edebiyat, müzik ve mutfağın eşsiz bir kültürel mirasına sahip. Volkanik açıdan aktif noktaların ve muazzam buzulların yan yana bulunabileceği bir yer. Karanlık kışlar yaz aylarında gece yarısı güneşiyle insanları aydınlatıyor.
İzlanda uçak bileti seçeneklerine göz atın.
İzlanda’da Görülecek Yerler
1. Svartifoss
Svartifoss, İzlanda’nın en sıra dışı görünen şelalelerinden biri. Siyah Düşmeler anlamına gelen ismi, bu karanlık sütunlardan geliyor. Svartifoss, İzlanda’nın güneydoğusundaki Vatnajokull Milli Parkı’nda bulunuyor. Bu çarpıcı şelaleyi görüntülemek için, ziyaretçilerin yaklaşık bir mil kadar tırmanış yapması gerek. Ancak işin güzel tarafı ziyaretçiler, Svartifoss’a giderken başka üç şelaleyi daha görebilirler.
2. Breidavik Pjalı
Breidavik Plajı, tartışmasız olarak İzlanda’nın en güzel plajı. Tertemiz turkuaz mavisi sulara, buzullara tarafından oyulmuş engebeli uçurumlara ve geniş bir altın kum sahile sahip. Burası kamp yapmak için çok güzel bir bölge ve kesinlikle turistik bir alan değil. Bununla birlikte, Avrupa’nın en büyük deniz kuşu kayalıklarından olan ve sümsük kuşları, ustura gagalılar ve deniz papağanları da dahil olmak üzere milyonlarca kuşa ev sahipliği yapan Latrabjarg kuş kayalıklarına en yakın kasaba. Bu bölgedeki kuşların çoğu, özellikle deniz papağanları, insanlara alıştığı için uçurumlar, bu güzel yaratıklar ile yakın ve kişisel ilişki kurmak isteyen kuş severler ve fotoğrafçılar için popüler bir yer haline geldi.
3. Seljalandsfoss
Seljalandsfoss, İzlanda’nın en popüler şelalelerinden biri. Popüler olmasının en büyük sebebi de büyük olasılıkla ziyaretçilerin aslında bu şelalenin arkasından yürüyebiliyor olması ve bunun da benzersiz, belki de ömür boyunca bir kez yaşanabilecek bir fırsat olmasından dolayı. Bir uyarı – şelalenin ardındaki yol kış aylarında kapanıyor. Bir volkanik uçurumun yaklaşık 60 metre üzerinden aşağıya akan Seljalandsfoss, İzlanda’nın en güzel şelalelerinden biri olarak da kabul ediliyor. Kendisini görmek isteyenler, İzlanda’nın güney sahillerindeki Ring Yolu’nda Seljalandsfoss’ı bulabilir.
4. Askja
Askja, Dyngjufjoll Dağları’nda bulunan büyük bir kaldera. Tamamlanması yaklaşık 11 ila 14 saat süren ve çok sık tercih edilen günlük turlardan biri. Askja’ya ulaşmak için ziyaretçilerin önce İzlanda’nın en büyük çölü olan Odadahraun’da seyahat etmeleri gerekiyor. Bu alandaki manzara öylesine ayrı bir dünya gibi ki, iki Amerikalı astronot olan Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 1969’da aya ayak basmadan önce burada eğitim almışlardı. Askja’da ziyaretçiler için popüler olan bir nokta da Viti adlı bir kraterde bulunan jeotermal bir göl . Bu göl, ziyaretçilerin girebileceği sıcak bir su ile dolu. İzlanda’nın en derin ikinci gölü olan Askja Gölü de bu kalderada bulunuyor.
5. Hallgrimskirkja
Reykjavik’teyseniz Hallgrimskirkja’yı görmemeniz zor gibi gözüküyor. Kilise bir tepenin üzerinde duruyor ve kulesi 73 metre uzunluğa sahip. Hallgrimskirkja, bazalt lav akıntıları, buzullar ve dağlar da dahil olmak üzere İzlanda’nın inanılmaz manzarasından esinlenen devlet mimarı Gudjon Samuelsson tarafından tasarlandı. Bu kilisenin yapımı ilk kez 1945 yılında başlamış olsa da, resmi olarak 1986 yılına kadar tamamlanamadı. Bugün, İzlanda’nın en büyük kilisesidir ve kuleye çıkan asansör Reykjavik’in muhteşem manzarası ile sizi kendisine hayran bırakacak.
6. Thingvellir Doğal Parkı
Thingvellir, 10. ila 18. yüzyıl arasında İzlanda Parlamentosu tarafından açık hava mabedi olarak korunan bir ulusal tapınak. Bu nedenle, bu ülkenin tarihinde çok önemli bir yere sahip. Yıllar geçtikçe Thingvellir, birçok büyük toplantı ve kutlamanın yapıldığı bir yer haline geldi. Örneğin Haziran 1994’te bu alanda İzlanda Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 50. yıldönümü kutlandı. Avrupa ve Amerika tektonik plakaları arasındaki çatlakta bulunan alan, eşsiz jeolojik özellikleri ile biliniyor. 1930’da milli park haline getirilen Thingvellir, bugün İzlanda’nın en popüler turistik yerlerinden biri.
7. Skogafoss
Birçok şelale bulunan bu ülkede, Skogafoss en büyüklerinden ve en muhteşemlerinden biri. İzlanda’nın güneyinde, Ring Yolu’ndan çok uzakta olmayan bu gürleyen şelale 60 metreden aşağı akıyor. Skogafoss, özellikle güneşli günlerde, önünde güzel bir gökkuşağının kadraj ile her fotoğrafçının hayali. Bu muhteşem şelaleyi görmek isteyenler Skogafoss’a bakan bir seyir platformuna götürecek basamakları tırmanmaları yeterli.
8. Laugavegur
İzlanda’yı tanımanın en iyi yollarından biri Laugavegur’da yürümek. Laugavegur, Landmannalaugar’dan Skogar’a uzanan İzlanda’nın en uzun yürüyüş parkuru ve toplam uzunluğu 79 km. Bu popüler yol, yürüyüşçüleri ülkenin en güzel manzaralarına, eski gayzerlerine, buzullara, kaplıcalara ve şelalelere götürüyor. Uzmanlara göre ziyaretçiler yolun keyfini çıkarmak istiyorlarsa, yaklaşık beş günlük bir yürüyüş öneriyorlar. Tabii ki daha kısa sürede de yapılabilir. Yürüyüşçüler yol boyunca bir çadır kurabilir veya parkurda bulunan kulübelerden birini kiralayabilirler.
9. Myvatn
İzlanda’nın kuzeyinde bulunan Myvatn, burada görülebilen çok sayıda kuşla ünlü sığ bir göl. Bu gölde sık görülen birçok türün arasında birkaç ördek türü, sık görülen buz dalgıçları ve ötücü kuğular bulunur. Bu göl 2 bin 300 yıl önce büyük bir bazaldik lav patlamasıyla oluşmuş. Volkanik oluşumlar gibi bu patlamanın da kanıtı, bugün hala Myvatn çevresinde görülebilir. Gölün adı tatarcık gölü olarak tercüme ediliyor ve yaz aylarında bu bölgede büyük bulutlar halinde tatarcıkların bulunması hiç de şaşırtıcı değil.
10. Dettifoss
Ziyaretçiler ilk kez Dettifoss’u gördüklerinde, çoğu bu şelalenin vahşi gücüne hayran olup kalıyorlar. Vatnajokull Milli Parkı’nda bulunan bu muhteşem şelale Avrupa’nın en güçlüsü denebilir. Jokulsa a Fjollum nehri üzerinde bulunan Dettifloss, Vatnajokull buzulundan çıkan erimiş sudan beslenir ve Jokulsarglufur Kanyonu’na yaklaşık 45 metre yükseklikten akıyor. Muhteşem akıntılara bazen Prometheus şelale adı verilebiliyor çünkü popüler bir bilimkurgu filminde bu isim verilmiş.
11. Husavik Balina Gözlemi
Balina severler Husavik’te kendilerini cennette hissedecekler. Skjalfandi Körfezi’nde bulunan bu kasaba, balinaları görmek için dünyanın en iyi yerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Körfezin suları, küçük organizmaları besleyen çok sayıda çubuklu balinayı çeken planktonlar açısından zengin. Skjalfandi Koyu’nda görülen en yaygın balinaların bazıları kambur, mavi ve minkedir, ancak Husavik yakınlarındaki birçok başka tür de görülmüştür. Balinalara ek olarak, ziyaretçiler deniz papağanlarını da gözden kaçırmamalıdır. Bu sevimli kuşlar bu bölgede geniş koloniler halinde yuvalanıyorlar.
12. Haukadalur Gayzerleri
Haukadalur Gayzerleri, köpüklü çamurlar ve kaplıcalar ile birlikte İzlanda’nın en popüler yerlerinin bir arada olduğu altın çemberin içinde yer alıyor. Gayzerlerin bulunduğu bu sürreal vadi Haukadalur Jeotermal Alanı olarak biliniyor. Haukadalur’daki en popüler gayzerlerden biri de Strokkur. Bu çok aktif gayzer her 5-8 dakikada bir patlıyor ve turistlere harika fotoğraflar ve videolar çekilebileceğini garanti ediyor. Buna karşılık, bize ‘gayzer’ kelimesini veren Geysir, çok nadiren patlıyor. Haukadalur’daki bir diğer popüler jeotermal alan da iki göletten oluşan Blesi.
13. Reynisfjara Plajı
Mürekkep siyahı kumu, sağlam bazalt sütunları ve çarpıcı dalgaları ile Reynisfjara Plajı, neredeyse dünya dışı bir yer izlenimi verebiliyor. Komik deniz papağanlarına ev sahipliği yapan bu muhteşem plaj, İzlanda’nın güney kıyısındaki Vik köyü yakınlarında yer alıyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu plajın tuhaf görünüşü en azından bir masala esin kaynağı oldu. Yerel efsaneye göre, okyanustan görülebilen bazalt yığınları, iki trolün gece boyunca üç direkli bir gemiyi kıyıya sürmeye çalıştıklarında oluştu. Ancak başarısız oldular ve güneş doğduğu zaman gün ışığı trolleri taşa çevirdi.
14. Jokulsarlon Lagünü
Vatnajokull Milli Parkı’nın kenarında bulunan güzel bir buzul lagünü. Suları, eriyen buzullardan geliyor ve lagün her yıl daha da büyüyor. Aslında, 1970’lerden bu yana dört misli büyüdü. En derini olmasa da İzlanda’nın derin göllerinden biri ve buzullar ve buzdağları ile dolu. Lagün ve çevresi çok güzel ve çok gerçeküstü, bu yüzden Die Another Day” ve “Tomb Raider” gibi filmler için de çekim bölgesi olarak kullanıldı.
15. Vatnajokull Buz Mağaraları
İzlanda’yı ziyarete gelenler Vatnajokull Buzulu’nun derinliklerinde erimiş su nehirleri tarafından oyulmuş buz mağaralarını keşfederek çok eşsiz bir geziye çıkma fırsatı bulabiliyor. Bu mağaraların içinde keşfe çıkan herkes, gerçeküstü mavi buz oluşumlarıyla çevrelenen büyüleyici bir dünya keşfedecek. Bazı bölgelerde, buzda sıkışıp kalmış siyah volkanik kül, mavinin üzerinde bir kurdele gibi gözüküyor. Kristal Mağaralar olarak da bilinen bu mağaraların turları, kış aylarında yapılması tavsiye ediliyor, çünkü sıcak yaz ve ilkbahar aylarında çökme tehlikesi var ve ziyaretçiler sadece eğitimli bir rehber eşliğinde girmek zorundalar.
16. Mavi Lagün
Blue Lagoon, İzlanda’daki ünlü turistik mekanları düşünürken, çoğu insanın aklına gelen ilk yerlerden biri. Bu jeotermal spa, Reykjanes Yarımadası’ndaki Grindavik’te bulunuyor. Yapay göl, yakınlardaki bir lav akışından çıkan aşırı ısınmış deniz suyuyla besleniyor. Birçok kişi, mineraller, silis ve algler içeren mavi sularının, egzama gibi bazı cilt hastalıklarını iyileştirebileceğine inanıyor. Blue Lagoon’da bir dalış yapmak isteyen ziyaretçilerin, gelmeden önce rezervasyon yapmaları gerektiğini unutmayın.
17. Gullfoss
Gullfoss Altın Şelale anlamına geliyor ve adını kahverengimsi su tonundan alıyor. Bu şelale gerçekten muhteşem ve tüm Avrupa’nın en büyük hacimli şelalesinden biri olarak biliniyor. Ayrıca, birbirine dik açılı iki ayrı akıntı bulunması da dikkat çekici bir durum. Ana bölümden, görünüm biraz belirsiz, bu nedenle küçük şelaleler bir uçurumun içine akar gibi görünüyor. Bu popüler turistik merkezin bir zamanlar neredeyse yok olmak üzere olduğunu bilmek çok kötü. Bir zamanlar, yabancı yatırımcılar buranın üzerine bir hidroelektrik santralı inşa etmeyi önerdi. Ancak yerel bir kadın, projeye karşı şiddetle savaştı e tesis inşa edildiğinde kendini şelaleye atmak ile tehdit etti. Neyse ki bu çabalar sonuç verdi ve Gullfoss kurtarıldı.