Üsküp, Makedonya’nın başkenti ve kültür merkezi. Bu şehirde en az birkaç gün geçirmenizi tavsiye ediyoruz. Modern Avrupa yaşantısının ülkenin antik geçmişi ile nasıl harika bir uyum içinde olduğunu kendi gözlerinizle görmelisiniz.
Şehrin yeni bölgesini Osmanlı meydanına bağlayan Taş Köprü ise geçmiş ile modern günümüzün birbiriyle bağını o denli güzel yansıtıyor ki başka hiçbir şeye bakmaya gerek yok. Modern ofislerin ve evlerin bulunduğu bölgeden antik meydana geçiş adeta zamanda yolculuk yapmak gibi.
Son yıllarda şehir merkezi o kadar gelişme kaydetti ki isterseniz tüm gün boyunca etrafı gezin yine de bir günde bitirmeniz olanaksız. Zafer kapısından Büyük İskender heykeline, sayısız müzelerden eski taş köprüye kadar uzanan tam bir kültür hazinesi. Şehrin gece hayatı da azımsanacak gibi değil. Makedonya Caddesi üzerinde muhteşem barlar, restoranlar ve kafeler bulunuyor. Alışveriş tutkunlarının ise elleri asla boş kalmayacak çünkü tüm AVM gibi mekânlar 5 dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor.
Vodno
Vodno şehir merkezinden sadece 10 dakika sürüş uzaklığında ve biraz macera arayan hemen herkes için bir şeyler sunabilen harika bir yer. İster tecrübeli bir dağcı olun ister dağ eteklerinde sıradan bir yürüyüş yapmak isteyin, her türlü aktivite için çok güzel yollar var. Adrenalin tutkunlarını ise tepeden aşağıya doğru inen bisiklet yolları ve paraşütle atlama noktaları bekliyor. Geri kalanlar ise sadece muhteşem manzaranın tadını çıkartmak için arkalarına yaslanıp mis gibi havayı ciğerlerine çekip en güzel kafelerde içeceğini yudumlayabilirler.
Eski Pazar
Eski Pazar 12. Yüzyıldan beri şehrin ticaret merkezi konumunda oldu ve günümüzde ise şehrin tarihi bir simgesi halinde. Ülkenin Osmanlı imparatorluğundan miras kalan renkli kültürünün en güzel örneği. Halen mücevher ve el yapımı eserlerin satıldığı otantik dükkânlar da bulunuyor. Kahve ve çay dükkânları tarihin içinde yaşayan bu bölgenin dokusunu daha da güzel bir şekilde öne çıkartıyor. Özellikle koleksiyon yapanlar için gerçekten cennet niteliğinde. Hazır Eski Pazar’ı ziyaret ediyorken hemen etrafında bulunan kapalı çarşı Bezisten, eski sat kulesi, çifte hamam ve Osmanlı döneminden kalma birçok cami de ziyaret edilebilecek yerler arasında. Eski Pazar aynı zamanda şehir merkezine ve kaleye de çok yakın.
Kale
Şehrin eski Kale’si Bizanslılar tarafından 6. Yüzyılda yapıldı ve halen şehrin en kudretli yapılarından biri. 1963 yılındaki depremde kısmen hasar görmüş olmasına rağmen kısa sürede restorasyonu yapıldı ve koruma altına alındı. Taş köprü ile birlikte şehrin en önemli turistik noktalarından biri. Şehir merkezine yürüme mesafesinde olan Kale her zaman açık olmayabiliyor o yüzden gitmeden çevredekilere sormanızda fayda var. Kaleden şehrin manzarası ise nefes kesici bu yüzden eğer ziyaret etme şansınız varsa asla kaçırmayın.
Rahibe Teresa
Şehir merkezindeki bu heykel Rahibe Teresa’nın tüm hayatı boyunca yaptığı çalışmaları, cömertliğini ve bağlılığını simgelemek adına yapıldı. 1910 yılında Üsküp’te doğan Rahibe Teresa’nın gençliği şehir merkezinde geçti ve anılarının yaşatıldığı evi de bir zamanlar vaftiz edildiği Roman Katolik kilisesinin olduğu yerde bulunuyor. Ev Rahibe Teresa’nın yaşadığı dönemi anlatan eşyalarla dolu olan modern bir yer. Hatta doğum sertifikası bile bulunuyor. Sarileri, el yazma dua kitapları, tespihi ve çarmıhı ile birlikte ömrü boyunca kazandığı ödüller de yer almakta.
Mustafa Paşa Camisi
Mustafa Paşa Cami hemen Eski Pazarın yukarısında bulunan bir Osmanlı mirası. 1492 yılında Sultan’ın veziri tarafından yaptırılan cami ülkedeki en güzel Osmanlı eserlerinden biri. Kısa zaman önce restore edilmiş olmasına rağmen sadeliği ve güzelliği aynı 15. Yüzyılda olduğu gibi kalmış.
Matka Kanyonu
Matka Kanyonu şehir merkezinden 30 dakika sürüş mesafesinde bulunuyor ve Üsküplülerin hafta sonu kaçamağı için sıkça tercih ettikleri bir destinasyon. İnsan yapımı bir göle sahip olsa da kanyonun kendisini Treska nehri oluşturdu. Çevresi ise olağanüstü bir doğal güzelliğe sahip. Nehir kanyonu oluştururken birçok mağara da bu oluşuma dâhil oldu. En önemlisi de Vrelo mağarası. Sadece bot ile ulaşılabilen bir mağara olduğunu unutmayın. Yürüyüş için muhteşem yollar bulunuyor ve hatta sırf bu yürüyüş yolları için bile Matka Kanyonu yapılacaklar listesine eklenebilir. Yürümek istemeyenler için de göle tepeden bakan bir bölgede çok güzel bir restoran bulunuyor. Ayrıca her biri apayrı tarihe sahip birçok manastır da bulabilirsiniz.
Üsküp Su Kemeri
Su kemeri şehrin 3 km uzağındaki Vizbegovo köyünde bulunuyor ve 18. Yüzyıla kadar şehrin ana su kaynağı olarak kullanılıyordu. Kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte Bizans imparatoru Justinian’ın hükümdarlığı döneminde yaptırıldığı düşünülüyor. Günümüze ise sadece 386 metresi ve 55 kemeri kalabildi.
Kutsal Mesih Kilisesi
Kutsal Mesih Kilisesinin 17. ya da 18. yüzyılda bir yangın esnasında yok olan kilisenin yerine yapıldığı tahmin ediliyor. Bu dönemde Makedonya halen Osmanlı himayesi altında bulunuyordu ve Osmanlılar kilisenin çok gösterişli olmasına izin vermediklerinden dolayı inşaatın çok büyük bir kısmı yer altına doğru yapıldı. Dışarıdan sade bir görüntüsü olsa da içeriye girdiğinizde tam bir başyapıt ve kusursuzluk göze çarpıyor. Çok iyi şekilde korunmuş fresklerin 16. Yüzyıla ait olduğu düşünülüyor. Kilise aynı zamanda Goce Delchev gibi çok önemli Makedonyalıların da ebedi istirahat yeri.